Kendi genç yazarı gibi, raflarda yerini belli etmiş gencecik bir eser var karşımızda. Kitap yazarın ilk eseri ve arka kısımdaki özet satırlarında da belirttiği gibi olayların bir kısmı gerçeklere dayanarak ilerliyor. Olaylar ve karakterler günümüzden yüz yirmi yıl öncesinde, Erzincan'ın Kemah isimli uzakta bulunan bir köyünde geçiyor. Genç yazar özellikle köye ve çevresine dair çok iyi gözlemlerde bulunmuş olacak ki, kitapta asıl hikayenin tüm yükünü köyün kendisi sırtlıyor. Kitap, köye yapılan bir eşkıya saldırısı ile başlıyor ancak köylülerin düşünmesi gereken tek sorun onlar değil. Köy, kendine has coğrafik bir bölgede kurulmuş; tam olarak kelime anlamını bulamadığım bir tür kayalık sırt, köyün hemen yukarısındaki kayalık araziye hükmeden bir lider gibi yükselmektedir ve köylüler üzerinde bir tür folklor etkisi bile yaratmıştır. Tam olarak sürpriz bozanlık yapmayacağım, hikaye köylülerin eşkıya saldırısından sonra güzelce işlenmiş detayları ile yol alıyor. İki ana karakterimiz Murat ve Hasan ilerleyen olaylar sırasında bir şekilde köyde yaşam mücadelesi verme çabasına girişiyorlar. Kitaba ismini veren ekmek evi de burada hikayeye dahil oluyor. Bu iki arkadaş bir şekilde köye tekrar canlılık getirseler bile köyün dertleri bitmek bilmiyor. Kitap büyük bir sevgi ve birikim ile yazılmış ve genç yazar bunu nereden baksanız her satırında yaşatıyor. Pek tabii ki kitap, sadece satırlarda yaşamıyor. Yazara aynı zamanda bir çizer arkadaşı da eşlik etmiş ve yer yer hem köye hemde çevresine özgün çizimler ile sayfalara o zamanın ruhunu yansıtmış. Birkaç sayfada çok belirgin görünmese bile bazı kelime hataları yer alıyor, ancak bunlar olağan görülebilir; nede olsa yazarın ilk kitabı ve hoş görmeyi tercih ediyorum kendimce. Keyifle okumanız dileğimle.

Ekmek Evi 1915İsmail Ovayurt · Cinius Yayınları · 20215 okunma

·

1 artı 1'leme

·

74 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Book Bekmarkır