Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Uzun ve Acıklı Bir Türküdür Tuna Nehri
YouTube kitap kanalımda Mehmet Yılmaz'ın Tuna'nın Türküsü kitabını önerdim: ytbe.one/o73ZS-Wrw04 Şimdiye kadar hakkında inceleme yazmayı en çok arzuladığım kitaplardan biri oldu Tuna’nın Türküsü. İnsanlar kendinden bir şeyler bulduğu kitapları daha çok özümsüyor sanırım. Nereden başlasam bilemiyorum. Kurgusu beni özellikle çok etkiledi bu kitabın. Bunda hem babamın annesi tarafından Selanik göçmeni olmamızın hem de Viyana, Bratislava, Budapeşte gibi şehirlerde bulunup Tuna Nehri’ne karşı sabahlamış olup oradan geçmiş ecdadımızın yaşadıklarını günlerce düşünmüş biri olmamın da etkisi var. Yurtlarından sürülen ve çıkarılmak zorunda bırakılan insanların halinden sadece onlar anlayabilir pek tabii ki. Fakat ben de bu kişilerin duygularını anlayabilmek için elimden geldiğince empati yapabildiğimi düşünüyorum. Tarihle bugüne kadar pek ilgilenmiş olduğumu söyleyemem fakat Mehmet Yılmaz Bey tarihi, coğrafyayı, gerçek sevgiyi, fedakarlığı o kadar güzel bir kurguyla harmanlamış ki kitabı elinizden bırakmak istemiyorsunuz. Kitapta her karaktere verilen bir söz hakkı var, hiçbir karakter kayırılmamış. Çünkü her karakterin kendine has bir hayat hikayesi var. Hepsine gerektiği kadar kulak vermeniz gerekiyor kurguyu anlayabilmeniz için. Gurbet ve hasret teması en yoğun olan olan tema kitapta. Yurtdışında az da olsa 1 yıl yaşamış biri olarak romanın çok yerinde geçen helal-haram ayrımı, yemeklerde domuz etine bazen domuz yağına bile dikkat etmek zorunda kalmak, cami-mescid aramak, namaz kaçırmamaya dikkat etmek, ezan sesi duyma özleminde olmak hep romanda bahsi geçtiği gibi benim de yaşamış olduğum şeyler. Onun için romanla daha çok iç içe olabildim. Mehmet Yılmaz Bey’in romanda dediği gibi “Helası farklı, yemeği riskli, camisi yok, Türkçesi yok; örfü, töresi bambaşka.” Bu söze o kadar çok katılıyorum ki ülkemizin içerisinde bulundurduğu nimetleri veren Allah’a şükrediyorum. Siyasetten kesinlikle bağımsız olarak kesinlikle memleket özlemi denilen bir şey var. Ülkeden ayrılasın geliyor ya bazen... Bazı insanlar Balkanlardan çekilmeyi bir vatan kaybetme olarak görürdü bir zamanlar. Kırım’dan zorla çıkarılmayı, canımız, ciğerimiz olan Balkanlardan terk edilmek zorunda bırakılmayı öğrettiler insanlarımıza zamanında. Bir de böyle düşünmeyi öğretiyor bu roman size. Ana dil samimiyettir, hayatımda bunu da yaşadığım çok an oldu. Ana dile anı dil olarak bakıyorum. Yabancı olduğunu sandığın bir insanla İngilizce konuşmaya başladığında sanki arana bir set çekiliyor. Bir kültür ayrımı oluşuyor. Ama eğer ki Türkçe konuşmaya başlarsınız, değmeyin keyfinize. Sanki dünya sizin oluyor. Gerçekten de ana dil çok önemli bu konuda, insanların anılarını çağrıştırıyor onlara. Aynı romandaki karakterlerin karşılaştığı kişilerle yaşadığı hadiseler gibi. Romanda coğrafya ve Mostar hakkında da çok güzel ve değerli bilgiler verilmiş. Gündüz Vassaf’ın Mostar adlı gezi yazısını okuduktan sonra bu romanda geçen Mostar kısmını da çok beğendim. Zira sayın Vassaf, Mostar’dayken köprüye ayağını basmaya bile kıyamamış en sonuna kadar. Köprüden karşıya geçmek için dolaşmış şehri. İşte böyledir Balkanlar. Osmanlı mimarisinin şekillendirdiği yerlerden geçtik biz. Hatıralarımız tarih kokar, sevdalarımız samimiyet doludur, tasarladığımız mimari yapıların her detayında ayrı bir anlam vardır, hiçbir detay boşuna değildir. Romanda insanların kişiliksizleştirilmesinden savaşın getirdiği acılara kadar, coğrafi bilgilerden samimi sevgilere kadar çok sayıda kendinize dair bulabileceğiniz öge bulunmakta. Türkiye’nin bizim için bir anne olduğunu, dünyanın neresine gidersek gidelim, ayağımızın hep onda sabit kaldığını görebilirsiniz bu romanla beraber. Gerçekten de çok sevdim bu kitabı. İncelemeyi de emekle ve severek yazdım. Bu kitabı imzasıyla beraber bana hediye etmiş olan sayın Mehmet Yılmaz Bey’e teşekkür ediyorum.
Tuna'nın Türküsü
Tuna'nın TürküsüMehmet Yılmaz · Roza Yayınevi · 201596 okunma
··
552 görüntüleme
Mehmet Y. okurunun profil resmi
İyi kitaplar kadar iyi kitap yorumlarının varlığına da inanırım ben. Buradaki iyilik, kitabın beğenilmesi değildir aslında. İyi yorumlanmasıdır. E tabii bir de bu yorumlama beğeniyi de içerirse ayrı bir güzelliktir yazarı için. Kapsamlı ve olumlu yorumunuz için çok teşekkür ederim. Empati kısmıyla başlayayım, benim aile kökenimde ne Balkanlılık var ne de Kırımlılık. Buna rağmen bir Türk olarak o coğrafyaları vatan kabul etmem doğaldır. Elbette bugün gidelim, tekrar fethedelim vs gibi ütopik bir düşüncem yok. Ama oralar bir zamanlar bizim yurdumuzdu, bu gerçeği de unutmamak lazım. Tuna'nın Türküsü'nün ana teması gurbet ve hasrettir. Bizim olanla bizde kalanın sohbetidir biraz da. Romanın kahramanı Tunahan, muhafazakar bir karakter ancak olmasa da önemli değildi. Çünkü vatan sevgisi herkesi saran bir duygudur. Özel bir şey yazarak bitireyim. Ben, Tuna'nın Türküsü'nü yazacak kadar ülkesine, milletine sadık ben... Bu ülkeden gitmeyi düşünüyorum. Çünkü ülkemin artık özgür ve mutlu yaşanamayacak bir baskı ortamına doğru sürüklendiğine inanıyorum. Şahsi fikrimdir, katılıp katılmamak size kalmış ama ben böyle hissediyorum. Krtiki soru şu, kendi ülkenizde baskı altında yaşamak mı, yabancı bir ülkede özgür olmak mı? Tam da Giray Dayı'nın yaşadığı ikilem. Henüz kesin bir cevabım yok bu konuda. Değerli yorumlarınız için tekrar teşekkür ederim. Umarım Bir Gün'ü de okur ve beğenirsiniz.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Kitaplar yazılmasa yorumlar da yetim kalırdı mutlaka. Bugüne kadar hiç okumadığım türde bir metin olduğu için de ayrı bir güzellik oldu benim için. Rica ederim. Evet zaten mimari hatıralarımızla üzerinden geçtiğimiz yerlerde anılarımızı bırakmışız, bugün tekrar gittiğimizde eski yurtlarımızın neresi olduğunu bize söylemeseler anlamak o kadar güç değil aslında. Ben de sizinle aynı düşünüyorum buna emin olabilrsiniz. Ülkenin özgür ve mutlu yaşanamayacak bir baskı ortamında olduğunun kesinlikle ben de farkındayım. Sanırım Müslüman olmasaydım şimdiye çoktan yurtdışında yaşamaya başlamıştım. :)) Bu konu gerçekten beni en çok zorlayan konulardan biriydi, romanda da bahsedildiği gibi. Onun için Türkiye'ye razı kalıyorum ben de şimdilik. Bence sorunuzun cevabını James Miller'ın yanında yaşamak olarak verirsek kesinlikle o şıkkı seçerdim. :) Ben de teşekkür ederim, hiç unutamayacağım bir kitap oldu efendim.
2 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Ayşe Panik okurunun profil resmi
Okumayı düşündüğüm kitaplardan biriydi. İncelemeyi o kadar güzel yapmışsın ki yarın sabah kitabı alıp hemen okuyacağım. Eline diline kalemine yüreğine sağlık...
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Teşekkür ederim bence vakit kaybetmeden okumalısın. Hem bu değerli yazara destek açısından hem de bu değerli kitabın daha çok kişi tarafından bilinmesi açısından. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.