Şu ana kadar yapmış olduğum her şey
sevginin eseridir derim…
Kitaba büyük bir kafa karışıklığıyla başladığımı söyleyebilirim. Başlangıçta olay bağdaştırmaları mantıksız ilerliyor ve bölümler arası geçiş oldukça karmaşık ama ilerleyiş… Beklentinin üzerindeydi. Medea, Euripides yansımasının dışında “acıların kadını” olarak nitelendirilmiş ve bu açık bir şekilde hissettirilmiş durumda.
Tüm bu kurgusal karışıklığa rağmen kitap gayet anlaşılabilir bir dilde yazılmış. İlerleyişi keyifli ama detaylandırması konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim (en azından kitabın sonu için farklı bir beklentideydim).
Medea’nın talihsiz yaşamı, başından geçenler ve kendisine yapılan suçlamalar karşısında daima sessiz kalışı. Akabinde kendisini yaşadığı yere ait hissetmeyerek kaçışı ve sığındığı yerde kendisine yapılan “erkek katili” ve “büyücü” yargılamaları sonucunda tehdit olarak görülerek Korinthos’tan sürgün edilmesi.. Ne talihsiz bir kadın.
Wolf’un diğer kitaplarına nazaran favorim bu oldu diyebilirim.
Ben şimdi Medea’yım,
Acılardan oluştu benliğim.