#okudumbitti
#HasanİzzettinDinamo
#SavaşveAçlar
#376Sayfa
#AralıkAyı11ciKitap
Hasan İzzetin Dinamo... Ezber bozduran, bildiğinizi düşündüğünüz birçok şeyi tekrar sorgulamanıza sebep olacak efsane kalem. En güzel yanı da kimsenin çıkıpta tüm o yaşananlara yalan kurgu diyemeyecek olması. Ben bu ilk kitabı okurken(ilk diyorum çünkü seri) birazdan yazacağım iki türkünün sözlerinin ne kadar anlamlandığını gördüm. Yıllar öncesinde dinlediğim bu iki türkü kafamda dolandı durdu kitap boyunca. Fatih Kısaparmak 1987 kilim albümünde seslendirmişti. "Seferberlik türküsü" ve "Nazlı Bebe".
Seferberlik ilan oldu ümitle
İstihdam talimgah oldu yiğitler
Başladı sevkiyat dua öğütle
Gün gaza vaktidir helallaşalım
Sefere gidenler öldü sayılır
Ölmeden mezara diri koyulur
Kara toprak ile nikah kıyılır
Gün gaza vaktidir helallaşalım
Kına değil ağıt yakan gelinde
Arzumanım kaldı ince belinde
Ölüm pusu kurmuş yemen çölünde
Gün gaza vaktidir helallaşalım
Korkuyorum korkuyorum
Gelmez ilkbahar
Söylenecek söylenecek
Duygularım var...
Temel çavuş, Ali ve Osman. Hikayenizi okurken daha bir anlamlandı yıllar önce dinlediğim bu türkü.. Yemen çöllerinde ölüme direnen ve sağ salim dönüp gelen Temel çavuş, Temel çavuşun arkasından daha 15inde askere alınıp cepheye gönderilen oğlu Ali, Tahar hanımın henüz yeni evlenen oğlu Osman. Hani türküde diyor ya "Kına değil ağıt yakan gelinde, arzumanım kaldı ince belinde".. Peki ya Şakire.. Temel çavuşu tekrar cepheye çağırdıklarında geride bıraktığı onca çocuk yokmuş gibi birde karısı Şakire gebe idi. Seferberlik çocuğuydu ne de olsa sefer dediler adına. Seferin doğumunda kafamda yeni bir türkü başladı. Yer mekan başka da olsa yaşananların verdiği duyguydu belki beynimde bu türkünün dönmesine sebep.
Kalktı göç eyledi Türkmen obası
Elif'in sırtında Nazlı bebesi
Fransız harbinde yörük elinde
Sırtından vuruldu yiğit babası
Dağların kuytuluk tenha yerinde
Gavur dağlarının mor seherinde
Göz pınarlarında iki damla yaş
Yağlı kurşun durur ciğerlerinde
Sus ağlama nazlı bebe, bir gün ağlatacaklar
Baban nasıl şehit oldu bir gün anlatacaklar
Dayan elif kadın dayan, kara gündür geçecek
Sabrın çiçekleri er geç, filizlenip açacak
Nazlı kız Elif'in aşk tomurcuğu
Şehit Mustafa'nın en son çocuğu
Elinde katıksız bir kuru ekmek
Başı boydan boya nazar boncuğu
Yavru ceylan gibi ürkek bakışlı
Yay gibi kaşları hilal nakışlı
Babası görseydi öper koklardı
Kınalı saçları çiğdem kokuşlu..
Kitabı birebir yaşatan iki türkü oldu bunlar. Elinde katıksız bir kuru ekmek diyor ya hani işte tamda öyle. Baban nasıl şehit oldu bir gün anlatacaklar diyor ya işte tamda öyle. Anlattılar Temel çavuş nasıl şehit oldu.
Kitapta keyiften dört köşe olduğum, içimin yağlarımın eridiği bir bölüm var ki nasıl desem, kumandan bey yanımda olsa da sımsıkı sarılsam dedim. Emine hanıma verdiği ders muhteşemdi. Bu kitapla ilgili alıntı yapmayacağım. Serinin son kitabında tüm kitapların alıntılarını paylaştığım bir yorum yapma kararı aldım. Bu kitap bunu çok fazla hakediyor. Mutlaka okuyun diyeceğim ama özellikle Musa'nın gecekondusu kitabını ip bulmak hayli zor. Neyse kitapla ve sevgiyle kalın.