Siyasal iktidarların korku teması üretmeleri veya var olan korkulan manipüle etmeleri ya da en azından sürekli gündem de tutmaya çalışmaları, iktidarlarının meşruiyetini sağlamayla doğrudan ilgilidir. Zira korku, beraberinde koruyucu-kurtarıcı motifini de getirir.
Topluma “ciddi bir tehlike içindeyiz ama biz bu tehlikeden sizi koruyacağız,” mesajı verilir. Bu tehlikeyi yaratan, korkunun kaynağı olan “günah keçisi” motifi de söylemin ayrılmaz bir parçasıdır.
Kurtarıcının topluma yönelik söylevinde, “tehlike var, sorumlusu siz değilsiniz; bu tehlike hepimize yönelmiş durumda. Ama merak etmeyin, biz sizi bundan kurtaracağız,” denmektedir. Yani madalyonun bir yüzü korkuysa, diğer yüzü kurtarıcıdır.
Kurtarıcı figürü ya da kurtarma programı, yatay ilişkileri engelleyici, siyasal alanı daraltıcı bir programdır. Korku, günah keçisi ve kurtarıcı üçgenin de seyreden siyasal alan, toplumdan itaat bekler. Bunu yapmayanlar, genellikle esnek ve muğlak bir biçimde tanımlanan “günah keçisi” figürünün bir parçası haline kolayca getirilirler. Bu söylem ne kadar etkili ve güçlüyse, rejim de kendi içine o denli kapanır.