Uzuun bir süredir okuma listemde bekleyen Denemeler'in yorumu ile karşınızdayım.
Biraz olumsuz başlamış gibi olacak ama liseden beri okuyup başucu kitabı yapabileceğim satırlara sahip tabiri caizse edebiyat parçalayabileceğim bir kitap beklentisi ile Denemeler'i okumaya başladım. İlk başta hem bu beklentim sebebiyle hem de Montaigne'nin daha selam sabah vermeden direkt düşüncelerinin ortasına giriş yapmasıyla bir an afallasam da sonrasında bu olumsuz düşüncelerimin hiçbiri kalmadı.
Denemeler; Montaigne'nin hayatın her aşaması ile ilgili bölüm bölüm düşüncelerinin yer aldığı deneme yazılarından oluşuyor. Kendine has üslubu ve anlatım şekli galiba Fransız edebiyatı olması sebebiyle başta ilginç gelse de alıştım ve cümleler ağır olmaktan ziyade sade ve gayet açık olduğu için akıcı şekilde okudum. Böyle düşünmemin sebebi ağır bir dil ve konulara sahip bir kitap olduğunu sanmam yüzündendi. Fark etmeden bu kitap hakkında ne kadar çok ön yargım olduğunu fark edip sayfa sayfa ilerledikçe hepsini kırdım diyebilirim.
Montaigne, denemeleri okuyucuya yazmaktan çok düşüncelerini aktardığı satırlarda kendi kendine konuşmuş gibi. Böyle olmasından ve 1940-1970'lı yılların dönemine has örnekleriyle anlamakta zorlandığım yerler oldu. Ama nokta atış cümleler ile hepsini anlamadığım konular bile ilgi çekici hâle geldi. Kendine has üsluptan kast ettiğim buydu. Bu şekilde olmasına rağmen bir süre sonra kitabın mekânı olan Montaigne'nin kafasında buluyorsunuz kendinizi.
İnsana kendini, insanı, çevreyi kısaca tüm hayatı sorgulatan, üzerine düşündürten yapısı ile kişiye pek çok şey katıyor diyebilirim. Konu konu farklı bakış açıları sunan yapısı belki herkese hitap etmez ama bunu aktarma biçimi herkesi hayran bıraktıracak cinsten.
Altını çizdiğim pek çok satırları açıp açıp okuyacağımdan emin olduğum bu kült eseri herkese tavsiye ederim.