Sesinden sonra kelimeleriyle de kendine hayran bırakan adam!
Kitap o kadar içine çekiyor ki insanı, okurken o insanlarla o ortamlardaydım.
Gülünün Solduğu Akşam dan daha fazla, çok çok daha fazla etkiledi beni. Bu kalem, bu anlatım insanları doğruya çekebilir, propaganda olmadan gözleri açabilir. Döneme, okuduğum bölüm itibariyle aşinayım ama o dönemi bu kadar hissettirerek anlatan bir kitap daha okumamıştım.
Mino'nun kafasına hayran kaldım. Gerçekten "kafası". Bambaşka bir dünyada var olmuş sanki.
#spoiler
Cahit Adamı'nın 10 yıl sonra kasabaya gittiği o bölümde ben de gittim o kasabaya,üstelik hoş bir tesadüfle Ezgi'nin Günlüğü çalmaya başlamıştı listemde. Severim ben de yıllar sonra dönmeyi bir yerlere, o kadar içimden hissettim ki o heyecanı...
Kesinlikle tanışmanız gereken bir kalem. Okuyun, okutun!