Gönderi

"Herkesten üstün gördüğü bir insanın onunla alay etmesine dayanamazdı. Aşağılık bir insanın onu küçümsemesine ise küçümsemeyle karşılık verirdi. Ama kutsal saydığı bir şeyle alay edilince –alay eden nasıl bir insan olursa olsun– yüreği sızlardı. Kişilik zayıflığından değildi bu. Dünyayı tanımaması, insanlara alışık olmaması, içe kapanıklığıydı nedeni. Dış dünyayla hemen hiç ilişkisi olmamıştı. Ona belki de babasından geçmiş, son derece iyi yürekli, temiz ruhlu insanlara özgü bir özelliği daha vardı. Karşısındaki insanı olduğundan daha iyi görmek için sanki zorlardı kendini. İyi yanlarını gözünde büyütürdü. Böyle insanların sonradan hayal kırıklığına uğramaları kötü olur... hele kabahatin kendilerinde olduğunu sezinlerse acıları daha büyük olur. 'Niçin verebileceklerinden çok şey bekledim onlardan?' diye kara kara düşünürler. Bu çeşit insanlar sık sık uğrarlar böyle hayal kırıklıklarına. O zaman da kendi iç dünyalarına çekilip insanlardan uzaklaşmakla huzura kavuşacaklarına inanırlar. Dikkat ettim, köşelerini öyle çok severler ki, zamanla yabanileşirler orada."
Sayfa 169 - İletişimKitabı okudu
··
96 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.