Herkese en derin bir muhabbetle bakar hatta onu anlayamayan ve idraklarının kıtlığı
sebebiyle ona düşman olanlar için dahi: "Benim şefaatim beni inkâr edenlere"
buyurarak tevhid inancıyla muhabbet beslediğini duyurmuştur. Onun için büyüklerden birisi: Nefsâni hislerden kendisini arıtmış ve halkın arasında Hakk ile olarak fîsebilillâh
"Allah için" dâim irşâd görevini yerine getirmiş ve getirmektedir, demiştir.
Bir başkası:
"Onun ahlâkı Kur'ân'dır,ilm-ü ledündür, lisanı Hakk'ın lisanıdır" demiştir.