Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

1008 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
50 günde okudu
Brandon Sanderson'ın en büyük eseri olan Fırtınaışığı Arşivi'nde heyecanın 3. perdesi de tamamlandı. Hikâye, detaylar, her şeyiyle 5 yıldız ve hatta fazlasını da hak ediyor gerçekten. Ben bu yazıda daha ziyade eksik gördüğüm noktalara değineceğim. Diğer kitaplarda da bunu yapmıştım. Bir kere ikinci kitapta haberini verdiğim gibi bu kitapta da en büyük sorun devam ediyor. Tanrılar, tanımlanamayan güçler, kocaa kocaa efsaneler hepsi çok erken piyasaya döküldü. Elimizi attığımız yerden parlayan, tanrımsı varlıklar dökülüyor. Bu serinin inandırıcılığını, gerçekçiliğini çok azaltan bir durum. Bir kere en büyük etkisi şu ki, ana karakterlerin hiçbiri ölmüyor, bir şekilde kurtuluyor. Hele Dalinar'ın dikeysellik sahnesinin bir anlatımı var, "ne diyorsun hocam sen ya.." oldum. Ki en etkileyici sahnelerden biriydi düşünün ona rağmen acayip rahatsız etti beni. Tam birisi işte ölecek gibi oluyor, sonra bir iki cümle söyleyip bir üst ermişlik kademesine geçiyor falan. Bu kısımlar çok saçma.. Aşırı saçma. Ben şunu biliyorum, Kaladin falan başı omuzlarından ayrılsa bile, doğaüstü daha güçlü bir varlık tarafından terfi ettirilip yine dönecek. Bu çok kötü. Shallan... Serinin en berbat karakteri. Hay "Peçe" kadar başına taş düşsün. Kim lan peçe? Ne özelliği var. Saçma salak bir karakter. Peçe de Peçe, Shallan, parlayan.. Allah'ın "disosiyatif kimlik bozukluğu"ndan muzdarip uyuzu ya.. Ne zaman Shallan bölümü gelse ilk kelimesi Peçe... Hikâyesini de sevmiyorum, güçlerini de sevmiyorum.. Olmamış yani aşırı zorlama birisi. Bir havalarda falan bir de.. Jasnah senin gibi 250 tane eder hiç sesini çıkartmıyor kızım kimsin sen ya? Brandon Sanderson Shallan yerine artık şu Adolin Reis'e yönelsin bence. Adam bu kitapta gerçekten iyice kendini aştı. Harika bir karakter. Tam bir züppe gibi görünse de mükemmel bir insan. Helal sana Adolin. Kitabın adının Oathbringer olması bende kılıçla ilgili beklentiyi çok yükseltse de hiç alakası yok. Oathbringer çok önemli değil kitapta. Hatta bahsettiğim gibi olaylar tanrısallık, pareler falan derken öyle bir noktaya geliyor ki, parekılıcıymış falan bunlar boş iş gibi kalıyor :) Dalinar tam anlamıyla şov yapıyor. Birkaç epik sahnesi olduğu gibi flashback'leri de mükemmeldi. Rathalas olayı(burada kafasının bozulduğu bir kısım var ki offf) , karısı Evi, her şey müthişti. Kitabın ilk 500 sayfası rölantide geçtikten sonra bir 300 sayfa kadar biraz hızlanan ama yine de tam ritmini bulamayan bir hava içerisinde. Yaklaşık 800. sayfadan sonra 950'ye kadar olan bir 150 sayfa var....Benim okuduğum en acayip "şey" olabilir. Nefes almayı unutacaksınız. O kadar söyleyeyim. Anlatım inanılmaz. Bir aksiyon filminde(savaş sahnesi düşünün) bir onun bir bunun gözünden aksiyonu görürsünüz ya, tıpkı öyle bir anlatım tercih etmiş Brandon Sanderson. İnanılmazdı. Müthişti. Soluksuz okudum. Sonra birden düştü tansiyon(anlam veremediğim şekilde) Sonu da sakin sakin geldi, bitti kitabımız. Seriyi takip edenler mutlaka okuyacak zaten de, başlamamış olanlara da Fırtınaışığı Arşivi'ni tavsiye ederim. Çok güzel bir seri. Hemen başlayın da azıcık konuşalım heheh..
Oathbringer
OathbringerBrandon Sanderson · Akılçelen Kitaplar · 2019208 okunma
·
213 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.