DİPÇE :
Dostoyevski'nin sanatında sürgün yıllarının kuşkusuz yeri büyüktür dolayısıyla 1849 sonrası yazın hayatında bu tarihle yeni bir dönem başlar; daha geçmişe dönük ve kendi yaşamının analisti biri olarak karşımıza çıkar.Yazar bu yıllarda sansür korkusunu dile getirse de eserlerinin alt metinlerinde gerçekçi yönünü yansıtmaktan geri durmaz.
Sürgün sonrası bu eserde Dosto'nun Petersburg'dan çıktığını taşrada dolaştığını görürüz dolayısıyla da şehirli insan; yerini köylü, işçi ve toprak sahiplerine devreder.Petersburg kentinin hayalperest insan tiplemesi yavaşça taşra tiplemeleri ile yer değiştirir. Çünkü taşra farklı insan karakterlerini besler. Ezen ve ezilen insan tiplemesi bunların başında gelir.
Dostoyevski ideal insanını anlatmak için bu dönem eserlerinde bolca ironiye gülmeceye yer verir.Bu anlamda tiyatral bir teknik kullanır.Eser baştan sonra bu havada geçer hatta birçok kez yaşanılanlar için; bu tam komedi, tam bir tiyatro, ifadeleri kullanılır.
Stepançikova Köyü'nün sahibi Yegor İlyiç Rostanev, iyi yürekli ve saf biridir. Annesi ve Foma Fomiç adındaki karakterler, köye yerleşerek Rostanev'e hayatı zorlaştırır, bunun üzerine Rostanev yeğeni Seryoje'ye mektup yazar ve yardım ister.
Bütün hikayeyi Sergey'in gözünden okuruz.
Eser taşra yaşamına geniş bir pencere aralar. Dosto taşrayı ve küçük insanı artık daha rahat işlemeye başlar hem çocukluğunun yoksul bir semtte geçmesi hem sürgünde karşılaştığı katil, hırsız, hastalıklı her tür insandan beslenmesi insan tahlillerini derinlikli işlemesinde etkili olur. Tüm bunlar Dostoyevski'yi ideal insanın peşine düşürür.
Dosto'nun toprak köleliğine karşı olduğu herkesçe bilinir ve bu tarz eserlerinin temelinde Rus halkının kurtuluşunu köylü kesimin içindeki iyiliğin özünde aramak yatar.
Bu eserde taşra insanının maruz kaldığı baskıcı karakterlerin ilki General Krahotkin'dir; rütbesini kişiliğinin önüne geçirerek hayatı boyunca rahat eder, karısını her fırsatta aşağılar. O öldükten sonra da karısı , bu rütbenin kendisine geçtiğini düşünerek :)) başta oğlu olmak üzere herkese hayatı zehreder.
General Krahotkin’in yanında her türlü hakarete uğrayan, Foma Fomiç (öykünün baş kişisidir ) ahlakı zayıf bir dalkavukken General Krahotkin’in ölümüyle Foma’nın soytarılık dönemi sona erer ve sonra soylu bir tutumla insanları delirtme eşiğine getiren bir despot olur. Bu karakter ile Dostoyevski, başta 1.Çar olmak üzere birçok despotu ve dönemin hadsiz kişilerini eleştirir, özellikle Çar’ının kaprislerine göndermeler yapar ( örneğin Çar bir dönem erkeklere sakal yasağı getirir , Foma'nın dayıya sakallarını kestirmesi gibi)
Foma psikolojik tahlil için de çok elverişli bir karakterdir. Toplum içinde, başkasının üzerinde hâkimiyet kurmanın, güce tekabül etmesi anlayışıyla sürü psikolojisi güçlendirilir. Foma baskıcı rolü iyi oynayarak ezilmişliğini gizler ve o günlere geri dönmemek için baskısının dozunu artırır.Bu durum saçmalıklar sarmalı oluşturarak okurun sinirlerini de zorlar.
Taşradaki diğer bir yara ise insanların sürekli çıkar peşinde koşmalarıdır.Bunu en çok kadınlar ve paraları üzerinden yaparlar akli melekesi zayıf Tatyana bu duruma maruz kalır.Çıkar amaçlı evlilikler Dosto'nun eleştirileri arasında hep yerini alır.
Bu eserde en çok konuşulması gereken karakterlerden biri de uşak Gavrilla’dır bence. Hem ruhuna işlemiş ve babadan oğula geçen uşak köle kavramını içtenlikle taşıması, bu nedenle yaşına rağmen küçük düşürülecek ilk kişi olarak görülmesi, ezilen kesimin gerçeğidir ama Dostoyevski bu ihtiyara güçlü bir karakter çizer onu eserinde adeta ezdirmez.
“Kesinlikle her şeyle mutlu olan ve her şeye alışan insanlar vardır; emekli albayın tabiatı da böyleydi. Daha sakin ve her şeye razı olan bir insan düşünülemezdi" sözleriyle tanıdığımız dayı ise sıra dışı bir toprak beyidir.Köylüsü onu sevmesine rağmen aile içinde sözü geçmez iyilik duyguları çıkarcı ve psikolojisi bozuk insanlara her defasında çarparak yara alır.
Dostoyevski bu eserde ezen ve ezilen kesim dışında cahil ve bilgili insan tiplemelerini eğlenceli bir üslupla eleştirir.Edebiyat dünyasında olan biten ne aksaklık varsa yine muhteşem Foma üzerinden aktarır.Sanattan edebiyata taşlamaların yapıldığı pasajlarda Dostoyevski hem kendisini hem Rus edebi çevresini iğneler.
Yarattığı her karakterle toplumun aksayan bir yarasına dokunduğu ironik kadrolu bu eser akıcılığı ile keyifli bir okuma sunuyor.
Dostoyevski kronolojisinde 7.kitabımız olarak yerini aldı birlikte okuduğum arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Mutlu sabahlar, esen kalın.