Tuncer Sümer...
12 Mart cuntasına karşı canlarını ortaya koyan, hiçbir maddi ihtirasa kapılmadan Amerikan emperyalizmine karşı mücadele eden, Atatürk'ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençler olarak insiyatif alan devrimcilerden biri. Adıyaman Besni doğumlu. Dil tarih mezunu. Öyle ki, maddi zorluklar içinde okulu bırakmak zorunda kalacakken, mezun olabilmesi için Erzurum'a para gönderip ona bu imkanı sağlayan kişi, yoldaşı Hüseyin İnan. Hüseyin ile TİP vesilesiyle tanışıyorlar. Önce arkadaş, sonra yoldaş oluyorlar. Bu kitabın adı da zaten Hüseyin İnan'a sorulan bir sorunun yanıtı. Ne zaman dağa çıkacaksınız, diye soruyorlar Hüseyin'e. O da Erikler Çiçek Açınca diyor. Kitabın ilk kısımlarında Hüseyin İnan'i daha yakından tanıyoruz.
Erikler Çiçek Açınca , Tuncer Sümer'in tanikliginda, o günleri anlatıyor bizlere. Hareket nasıl başladı, TİP hareketin neresindeydi, neden daha sonra dışarda bırakıldı, Hüseyin İnan'la tanışmaları, Filistin'deki el fetih kampındaki günleri, kampın hayalkırıklığı, Türkiye'ye dönüşleri, Deniz'leri idamdan kurtarma çabaları, ve Nurhak'lar...
Nurhak dağları son muydu, yoksa sonun başlangıcimiydi? Şu kesin ki büyük bir yikimdi. Büyük bir acıydı. Ama daha da önemlisi, sorumluluklarini yerine getirememenin ezikligiydi.
Nurhak dağları'nda Sinan Cemgil ve dört arkadaşı, Kizildere'de Mahir Çayan, Cihan Alptekin ve arkadaşları kahpece öldürüldüler. Deniz, Yusuf ve 'Dede' asildilar. Geriye bize onlardan çiğ gibi büyüyen sevgileri kaldı. Onlarin adıyla doğan bebekler onların acısını hafifletti.
Kitabı okumanızı tavsiye ederim, çünkü bu anılar bize o günleri daha iyi anlamamızi sağlıyor. Ayrıca Hüseyin İnan ve Sinan Cemgil'i daha iyi tanıma fırsatını veriyor. Ve genel bir Türkiye ışığında, insanların, (sivil, resmi) bu harekete ve gençlere bakış açısını sunuyor.
Sinança okuyorum ve Şirin Cemgil bu kitaptan bahsedince dikkatimi çekti. Siparişimi de verdim ama üst üste okuyamam muhtemelen. Bizum Cihan'ı da almıştım, birlikte ilerleyen zamanlarda okurum umarım.