Gönderi

288 syf.
·
Puan vermedi
Spoiler! Kitap baştan sona sokrates trajedisini anlatıyor, desem yanlış bir cümle kurmuş olmam. Dil bakımından çeşitli terimler içerip bazen kişiyi "Bu ne demek şimdi ya?" diye soru sormaya yöneltse de içerik ve akıcılık bakımından oldukça sağlam bir kitap olduğunu söylemeliyim. (Ayrıca bahsettiğim terimler, sizin kelime dağarcığınızın da gelişmesini sağlıyor.) Kitaptaki toplulukların, hatta fahişelerin dahi, bir bilim adamının keşfine şiddetle karşı çıkışı; sürekli kendi fikirlerini savunmaları-ki yanlış anlaşılmasın, fikirlerini savunmaları kötü bir şey değil ama fikirlerini savunurken kullandıkları tutum, saldırgan halleri oldukça yanlış ve kişiyi "Bizim ırkımız bu kadar barbar mı? Biz dinlemeyi bilmeyen varlıklar mıyız?" sorusuna yöneltiyor. Hiç şüphesiz, İsa'dan da öncesine dayanan sokrates trajedisi durumu bu kitapta akıcı bir dille aktarılabilmiş. Bu kitap, sayfaları arasında kaybolmamızı sağlamasının yanı sıra bir tutuma, buluşa, fikre, keşife, insana karşı ön yargımız yıkılmadığı sürece ne bilim açısından ne de yaşamımızın herhangi bir alanında tam olarak gelişmeyeceğimizi de bize küçük bir öykülemeyle anlatıyor. Uzun lafın kısası; doğru açıdan baktığınız sürece sizi düşünmeye şevk eden ve okurken kendinizi orada hissetmenizi sağlayan bu kitabı, düşünebildiğiniz en ısrarlı halde size şiddetle tavsiye ediyorum. Okuduğunuz için teşekkürler. Saygılarımla, V. Ps: "...şiddetle karşı çıkışı..." derken mecaz anlamda demiyorum. Kitapta beni etkileyen üç ölüm oldu ve sadece biri intihardı. Diğer ikiliden birisi yakılarak, diğeri de kan kaybından öldü. Kafası taşla yarılmıştı. Ondan önce sırf bir fikri savundu diye yapılan psikolojik ve fiziksel şiddetten bahsetmek dahi istemiyorum. Beni üzen, bu olayların zaman zaman gerçekte de yaşanıyor olması. Yazık demekten başka bir şey gelmiyor elimden.
Kassandra Damgası
Kassandra DamgasıCengiz Aytmatov · Nora Kitap · 2018995 okunma
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.