Gönderi

172 syf.
·
Puan vermedi
·
16 saatte okudu
İçimde buruk bir tat bıraktı otomatik portakal. Yer yer rahatsız oldum (ki Borgess de bunu istedi belli ki). Fakat kitap anadilinde okunmalıdır benim kanımca. Türkçeye geçerken çok kayıp vermiş. Küfür ve şiddet içeren bir romanı bir günde bitirmek beni de biraz otomatik portakal kılıyor mu? İçimde bıraktığı tiksinç , kuşkulu vede abartılmış gibi düşündüğüm düşüncelerimi bastırma ihtiyacı duyuyorum. Alex’e acımıyorum. Acımalıymışım gibi hissediyorum. Acımadım ya, suçluluk hissediyorum sanki sistemin fabrika dişlilerindem biriymişim gibi. Kapitalist sistemin kölesisin falan diye. Sonra sorumlu olan ben olmadığım için izleyici oluyorum. Daha sonra izleyici olmaktan utanıyorum. Anlattıklarını anlamak beni ve yazarı kötü mü yapıyor? diyorum. Sonra ütopikliğin içinde gerçekçiliğe kayıp biraz düşünüyorum. Gibi, gibi. Bence dünya anlaşılmayan şeyleri çok büyütüyor , abartıyor. Bilinmeyene olan korkusunu abartılmış övgü ve itibar ile tamamlıyor. Kötülük ve iyilik ise bileklerine kelepçe vurulmuş bir kağıt parçası bu romanda. Net değil yani. Biz net şeyleri severiz. — Söyleyin bakalım ne yapacağımızı? Ha?
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200992,5bin okunma
·
80 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.