Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

361 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bizim için hayır dua edenlere selam olsun
İncelememe başlamadan, küçük bir not düşmek istiyorum. Hani şu TRT 'de yayınlanan aşkın yolculuğu vardı, izleyenler bilir. Orda izlediklerim ile kitapta okuduklarım çok çok başka neden izleyiciyi bu şekilde aldatmışlar. Okuma alışkanlığı olmayan bir insan Yunus'un hayatını öyle bilir, halbuki hakikat çok başkaymış. Yunus ne acılar çekmiş, neler yaşamış. İzlediklerinize aldanmayın bu kitabı okuyun. Etkileyici, düşündürücü, ruhaniyeti güçlendirici, maneviyatı canlandırıcı, Bizim Yunus'u en iyi anlatan, ilaç gibi bir eser. Molla Kasım, adı tarihe çokbilmiş bir ukala olarak yazılan Kasım şahsen ben onu böyle görmüyorum. Kalbim onun için üzülüp, hüzne düşse de, Yunus'un dediği gibi; pişmanlık kula yakışan en güzel şeydir. Medreselerde okumuş, fıkıh ve hadis ilmi almış. Hafız olmuş, çok okumuş, şiirle ilgilenmiş, kendini Allah'a adamış bir adam. Birgün bir derviş eline bir tomar kağıt tutuşturup, bunu oku der ve gider. Molla birini okur güzel der, ikincisini okur bu ne safsata, üçüncü, dördüncü derken, "seni sigaya çeken bir Molla Kasım gelir" dizesinde bu adam benim adımı nereden biliyor diyerek, yarısı ırmakta, yarısı ateşte attığı 2000 kadar şiir için üzülür. Düşünde üzülme Molla, bini balıklar, bini göklerdeki melekler, bini de yerdekiler içindir denilir. Yunus'u aramaya çıkar, bir yıl aradıktan sonra, 80 yaşındaki Yunus'u bulup ölene dek dizinin dibinden ayrılmaz. Molla değişir, aslında kendini sigaya çeker ve bambaşka biri olur. Şiirlerini yaktığı için Yunus hakkında bir kitap yazmak ister ve Yunus ile oğlu İsmail'in anlattıklarını bu kitapla bizlere nakleder. MOLLA'yı uzun tuttum ama dediğim gibi onun yeri kalbimde bambaşka. Molla şöyle başlar kitabımıza... "Evet!.. Ben Molla Kasım, divitimi hokkaya bandırdım ve belki kendimi affettirebilirim diye bu satırları yazıyorum."  (Spoiler) Yunus Emre 19 yaşındayken, Emin Ağa'nın kızı Sitare ile evleniyor. İki çocukları oluyor. İbrahim ve İsmail. Ucasar'da yaşarlarken, Çekikgözlülerin saldırısına uğrarlar. Evleri alev alır, İbrahim ölür ve Ucasar'dan Sarıcaköy'e göç ederler. Sarıcaköy'e yerleştikten sonra bir süre açlıkla mücadele ederler. Hacı Bektaş Veli Yunus'u kapısına çağırır. Yunus köylünün aç kalmasına dayanamaz ve Sulucakarahöyük'e Bektaşi'ye gidip, buğday ister. Bektaşi buğday mı nefes mi diye çok kere sorar ama Yunus köylünün durumu ve Sitare'nin özlemiyle buğday der durur. Döndüğünde artık buğdaylara sevinecek bir köy yoktur. Herkes ölmüştür. Haçlı Şövalyelerinin saldırısıyla, Sitare'yi kaybetmiştir. Aklına Bektaşi'nin nefesleri gelir. "Nefessiz gidilen yolun sonu karanlıktır." Yunus oğlunu Satı Nineye bırakıp, tekrar Bektaşi'nin yoluna gider nefes ister, af dilemek ister ama nafile. "Gayrı o nefes mümkün değildir; biz o kapının anahtarını Tapduk eline verdik. Varsın nasibini ondan alsın!" der gönderir. Yunus Tapduk yoluna düşende, oğlunun esir düştüğünü öğrenir. Esir pazarında satılmış, Allah'a inancı olmayan bir cellat satın almıştır. Cellat onu da kendi gibi yetiştirir. İsmail, bir çok işkence, öldürme ve en önemlisi inançsızlık ateşinde yanıyordur. Artık ismi Samuel'dir. Yunus oğlunu ararken, bir sene geçmiş hiç bir emare bulamamıştır. Düşünde Tapduk Emre onu çağırıyordur ve gidip Tapduk kapısına yüz sürmüş, derviş olmuştur. Bedenini dergaha bağışlamış. Namaz, oruç, Kuran, hadis, zikir, risale, kulluk bir çok şeyle meşgul olmuş. Dergaha odun taşımış, eğri odunu bile dergaha yakıştıramamış. Geniş bir manevi yolculuk ile dolmuştur. Huzura gelişinin ikinci yılında bir derviş oğlundan haber verir. Çelebiler ile oğlunu bulmaya koyulur. Yolda Çelebiler hakkında bir çok şey öğrenir. Herşeyin malikinin Allah olduğunu bu yolculukta derince kavrar. Konya'ya varınca Mevlana Celaleddin Rumi'nin sohbetinde bulunur. (Ah o ne güzel sohbetti, sanki orada yanlarındaydım) Mevlana onun kulağına kafiye düşür diye seslenir. YUNUS SÖYLER O DİNLER. “Beni bende demen, bende değilim” “Bir ben vardır bende benden içerü” Yunus oğlunu bulamadan geri döner. Kısa süre sonra da Mevlana'nın ölümünün haberi gelir. Ayrıca dervişler arasında, Tabduk Emre'nin kızı ile Yunus'un dedikoduları çıkmıştır. Yunus'un oğluyla ilgili umutları da tükenmiş. Odun taşımak, ardından bir de su taşımaktan bıkmıştır. Böyle dervişlik mi olurdu. Toparlanıp dergahı terkeder. Dergahı terkettikten sonra abdallarla hemhal olur. Hikmetiyle abdallara sofra kurar. Abdallar gözündeki perdeyi açar ve tüm pişmanlığı ile geri döner. Elbette kolay olmayacaktır, elvedasız çıktığı dergaha giriş, Tapduk Sultan "BİZİM YUNUS" demiş kapısından kovmamıştır. Yunus artık ilim meclisine girmiş, hal diline geçmiştir. Yunus, Mevlana'nın kapısına gittiğinde, Mevlana Faruk Çelebi'nin kulağına Yunus hakkında bir söz demişti. Aradan yıllar geçmiş. Çelebi birgün dergaha geldiğinde, o sözü söyleyince Yunus o heyecanla kuyuya düştü. Tam 99 gün yatakta zatürre ile mücadele etti. Kendine geldiğinde, Yunus artık pişmişti. Hamdı, pişti, sırlara vakıf oldu. Tapduk onu yolculuklara saldı, sefer verdi. Yıllar yıllar dolandı ilim, hak yolunda... Konya, Halep, Antep, Engürü, Kayseri, Sarıcaköy, Urum, Şam, Tebriz, Niyazabad... Orada Zahir baba ile hemhal ve Tabduk Sultan'ın ölüm haberini aldı. Bursa'ya Tapduk makamının başına vardı, Geyikli Baba ile dualar etti. Geyikli baba ile hasbihaller ve Şeyh Abdurrezzak'ın hikayesi öyle güzeldi ki... Yunus'un yollarda geçen ömrüne gözlerinin az görmesi nedeniyle Turakçın adında oğluna yaşıt bir derviş, bir de köpekleri eşlik etti. O gün gelip çattı ki; Molla'nın şiirleri yaktığı çeşme başında Samuel'in çetesi ile savaştılar. Samuel'in çetesinden 3 kişi, Yunus'un da Turakçın'ı hayatını kaybettiler. Sonradan anladılar ki aslında bu baba-oğul'un savaşıymış. Allah Yunus'tan bir can alıp, yerine oğlunu vermişti. Barışmışlar, sarılmışlar, kavuşmuşlardı. Sarıcaköy'e Sitare'nin canını verdiği yere geldiler. İsmail evlendi. 3 oğlu oldu. İlkinin adı Yunus'tu. Ve bizim Yunus dilinde şiirleri ile göçtü bu dünyadan. “Biz bu ilden gider olduk, kalanlara selam olsun,” “Bizim için hayır dua kılanlara selam olsun.” ALLAH RAZI OLSUN YUNUS DERVİŞİM EYVALLAH
Od
Odİskender Pala · Kapı Yayınları · 202241,6bin okunma
·
318 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.