"Birçok îslâm ülkesinde, Müslüman şahsiyetini sarsmayı ve asaletinden uzaklaştırmayı, müslümanların düşünce, duygu ve yaşayışlarında kendilerine tabi olmalarının ve dininin değerlerinden ve ahlâkından sıyırmayı başardılar...
Müslümanın şahsiyetine eski asaletini, Âllah’ın ebedi metoduna sadık olarak dönmekten başka hiçbir şey geri veremez. Bu şahsiyetin tekrar asaletine dönebilmesi için hayatta İslâm davetiyle mükellef olan Müslüman insanın davetini iyice anlaması, bu davetin insanlara taşınması için müslümanların görevlerini idrak etmeleri gerekir. Her şeyden önce bu davetin gereklerini inanç, ibadet ve yaşayış olarak bizzat yaşayıp gösterdikten sonra bu daveti insanlara götürmek gerekir.
Cahiliyet yollarında kaybolmuş, taklitçilik karanlığında boğulmuş kavmiyyet çukurlarında yolunu kaybetmiş olan müslümanlar Allah’ın her şeyi gölgeleyen kapsamlı yoluna döndüğü gün kenetlenmiş, kuvvetli, birbirini seven, şerefli ve hür bir ümmet olur. İşte o gün silâhı kırılmayacak, sancağı indirilmeyecek ve askeri asla yenilmeyecektir. O gün iman ümmeti oluşacak, Allah bu iman ümmetine daima yardım edecektir:
«İnananlara yardım etmek bize hak olmuştur.» (Rum: 47) "
M. Ali Haşimi
İncelemeye başlamadan önce yazarın sözlerine yer vermek istedim. Tüm müslüman halkı olarak dirilebilmek kendimize gelmek istiyorsak bu ve benzeri eserler başucu kitaplarımızdan olmalı.