Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hikâye mâlumdur ama gene de tekrar edelim: Bir tarlada serçeler sürü hâlinde yem arayıp nafakalanıyorlarmış. Karşıdan, elinde asâ, sırtında cübbe, sakalı göğsünde bir adam görünmüş. Kuşlardan biri ürkerek: “Âdem oğlu geliyor kaçalım...” demişse de, ihtiyar serçe: “Hayır, o bir din adamıdır, bize zararı dokunmaz,” diye kararını bildirince kaçmamışlar. Lâkin adam tam sürünün hizâsına gelince, elindeki sopayı şöyle bir savurarak üstlerine fırlatmış ve serçelerden birinin ayağını kırmış, Bu beklenmedik hâdise üzerine kuşlar toplu olarak Süleyman Peygambere haklarını dâvâ etmek üzere gitmişler. Süleyman: “Peki... demiş. Ben de o adamı buldu. rur ve ayağını kırdırarak kısas! ederim.” Bu cevap, ihtiyar serçeyi hiç tatmin etmemiş ve; “Hayır, bunun kime ne faydası olur? Sen onu buldur ve kisvesinden soy. Tâ ki bizim gibi başkaları da şekline ve sûretine bakıp aldanmasın...” demiş. Hakîkî din adamı, su gibi, ekmek gibi Türk'ün nafakasıdır. Onu yetiştirmek, onu bulmak gerek. Yoksa, ya taassubu, ya sahtekârlığı, yâhut da küfrü ziyâdeleştiren kimse, nasıl din adamı olur?
76 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.