Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

668 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
ÇEMBER I. Vardır ya, hepimiz bir yerde olmak Ben işte onu.. Tutulmuş gözlerinden ağaç altlarıyla Bir kırmızı bahçeye yürüyorken ustaca Bir karınca küçümenliğe yerleşiyorken Siyah olarak Bir şemsiye göğe öykünüyorken arada bir Dönüyorken ve Bir doğru ilk başladığı yere İşte pek fazla kurcalamazsak dünyanın orta yerindeyiz Ben Yani çok değişik bir sokağı yakalamış bulunan Kullanmak için yaşayıp ölmeye. II. Bir kadın evine girer ellerimden Bir adam tıraşı uzar ellerimden Şöyle bir dururum, bunu hepiniz yaparsınız Daha çok görünmek için yaparsınız bunu Ve biliyorsunuz ki bu yüzden Bir köpek bulanıklığa uğradı Karanlığa yazıldı bir dülger Biriyse "hişt" diyerek yanındakine Evet, bakalım insan nereye gidecek Ben omuzlarımı alıp sıkıntıya giderim Bir asker kışlaya döner Sonra çok olağan bir şeymiş gibi Yerine yer koyarak birazı Bir şehir kendine ilerler Böylece Ama böylece Gittikçe daraltır bizi o siyah O büyük milyonerli çember. III. Penguen ağızları vardı Geceleri penguen elbiseleri Bir aşk boyunca -nedir ki demiyorum aşkları Çünkü her sevgide biraz da cinayet bulunur Sevmeleri. Her soyunmada bulutlar böyle nereye gidiyor Her lokanta bir buz dağı olarak titreşir Bir buz dağı olarak bekler Kimiyse kimi Masalar buz Aynalar buz Bir usta virtüoz kemanıyla Her kasılışta Buz Işıklar erimez buzlar olarak sallandırılır Çiçek kokular alıp veriyorken burunlara Buz olarak Buz, buz On adet çarktan çıkma milyoner Yanlarında kadından gezintilerle Omuzlarında sadece rahata isyan Çiçeğin mor kalmasına değil Ve soralım niye elleri renginde Kalbleri renginde niye Garson garson ve garson Nedir ki bir milyonerde Taşınmış, kâğıtlanmış, boşaltılmış Serüven artıkları gibi Ya da en küçük harflerle Vesaire vesaire.. IV. Şunu şuraya koymalı Bill! -Ne kötü bir ingilizce- Ya da ben Gene mi yenildim Bill? Odada, adamın içindeki odada Radyoyu açıyor Bill Radyoda kalın harflerle Amerika Ne kötü bir hava Ne kötü bir yaşantı Kadehimi doldur Bill "Seni seviyorum" de uşak olarak Pencere korkunç kapa Bill Radyoyu kapa - Bill kalbini tutar elbette çünkü Bill - Kapa, ama kapasana Bill Çünkü nasıl anlamalı dünya dönüyor Hep aynı yerde mi dönüyor Bill Hangi yıldız biraz mavi Hangisi biraz yeşil Hiç paran oldu mu Bill Bozdurup harcamak kadar Bana bir sevme yarat Bill Bana bir sevme yarat Ya da ben Gene mi yenildim Bill Ağlama Ama ağlama Bill Bill! Hey! Bill! V. Ben, aslına bakarsanız gücenmeyin Bir melon şapkayı durdurdum diye Çok belli bir masa üzerinde Düzeni kurtarmak için. Çünkü ben hiç mi hiç etkisi olmayan bir adamım Mesela hiç unutmam bir pazartesiye Yüzümün birazıyla benim Elimle, elimi parklardan sayarak Bir ayrılık öncesini getirdim Bunu ben yaptım o pazartesiyi hiç unutmam Çünkü ben sizin bütün alışkanlıklarınızda varım Bir duvar bakıra çalar akşama doğru Olanca kırmızılarımla koşarım Martısı olurum en kadınlı çığlıklarınızın Kumaşlara girerim bir çizgiler uyumunda Bitmeyen şekeri çocuklarınızın Sabahlarınızda çay içme önceleri Sizi alma, sizi götürme havası duraklarınızda Ne zaman bir sevgili bekliyorsunuz - çünkü bu olabilir En önce ben koşarım Bunalıp sıkıldınızdı bir toplulukta Açık havada, evde, baloda Benimdir bir sıcaklık; serin Bekleyen yatağınızda Çünkü biliyor musunuz? Ben her şeyim. VI. Ben işte, neye yormalı beni Size kürdanla diş karıştırır gibi Size uykular arası yarış atları gibi Jandarmalı avlular gibi size Müzeler gibi; çıkış kapılarında bir adam Dünyayı ikiye bölmekle ödevli. Müzeler, size anlatamam müzeleri İşte en belirli noktası halkların Diyorum ki zümrüt Diyoruz ki altın Sonra el üzerinde, ne tuhaf, akıl üzerinde yükselttikleri Bir kıral Bir kıral daha Üretilmiş Napolyon altınları gibi Ve kadına eğilimli ağızlarıyla Çok bakılmaktan eskimiş yüzleri. İnsan günün her parçasında yaşamıyor Bu çok doğru Evet bu çok doğru. VII. İsterim her şeyi "ben" koymalı dünyaya O kadar güzel ki Üstelik kımıldatma Kımıldatmıyorum Belki de avuçlarımdan anlıyorum Kıvrılan dudaklarımdan Bir sevince gelmiş olmalıyım: istasyon Çuvalları üzerinde gül yapılan Bir çocuktan giriyorum, sarışın mı ne Yoksa ben sarışın mıyım Ve Siirtli iki göz dünyaya alışmak için yoruluyor Bu yüzden horozlarım dövüyor Bu yüzden tırnaklarını yiyor – olabilir Bu yüzden çizmeleri akıl almayacak kadar boyalı Bu yüzden elinde her gün bir tüfek Bir kırbaç Üç buçuk kafası karanlık adamın İsa’dan beri getirdikleri Sokulmuş geleceğe bile Fikirleri yüzünden Siirtli iki göz... Ve bir nehir o kadar nehir ki Durmadan akar Sonra en büyük denizler olur İşte o en büyük denizler sonra Denizin bittiği yerde başlar Bu yol insana çıkar. VIII. Bugün de başlamayı unutuyoruz Herkes birbirine bakıyor Bulan bulana kendini Üç ayaklı bir kedi geçiyor hızlanarak Sanki yüzümün bir kenarı dünya Bir kenarı Duvarda akşam yemeği gibi hindiler olmalı Bir ibik, az kırmızı, giderek tanrıyı kurmalı Belki de Bir avuç kanamak üzere Yüz kiloluk bir çiçek büyüyor aramızda Belki de aynı zamanda iki kişi Aynı bir sözü kullanıyor. Ben seni bir avluya bakarak Ama ne tuhaf! Bir çocuk bulutu mendil sanıyor Yüzünü biçimliyor ona göre Her bakış bir serüven sayılıyor belki Belki de Salt başlamayı tekrarlıyoruz işte Bir güzellik eri de kuşanarak Kımılda diyor çarşıya Bize değerler ver Dengeyi sağla Çocuğa çocuğa Düdüğü öttürme olanakları Bir güneşlik eri de anlaşıyor Kirazla votka içiriyor Bir milyoner ağzına Güneş de bir parlıyor ki Adam da öyle bakıyor ki garsona Garson Güneşle kurutmak bakımından anlaşıyorlar. IX Kim ne derse desin en iyisi Gözleri durduramıyoruz Üstelik ne de çok şey istiyor onlar İşte bu kadar! Üç aşağı beş yukarı biri Bir uzaklığı istiyor Oysa tam istediğimiz gibi uzaklar Bir şey sonsuz mu, elbette istediğimiz gibi Çünkü istediğimiz gibi aşk Çünkü biz sadece Maviler çalıyoruz doğadan Elimiz değdi mi bir nehir kıyısını Bir yüzük taşının parlamasını çalıyoruz Evlilik resimlerinden hüzünler çalıyoruz biraz Antepli bir ayaktan nakışlar Balolar, gökler, süvari boyunları Kadından ağız ıslağı, saçlar Kıllı göğüsleri erkeklerden Daha dün gibi bir martının süzülmesini Çalıyoruz. Ama hiçbiri istediğimiz gibi değil Eve dönünceye kadar bitiriyoruz Çaldığımız her şeyi. İşte bunun içindir ki bir yere gitme isteği içimizde Ve her zaman bir sokak yaratıyor karşısı O sonsuz Rahata büyütülmüş bir oda Yeni açmış akasyalarıyla Bir bahçe bir bahçe Genişe gülmek gibi Avunuyoruz onlarla O kadar avunuyoruz ki avunmak bile değil Anlaşıyoruz çaresiz -Bizi karşıya geçirin bay polis! X. Onları gördüm, bir çocuk bağırıyordu onları Fraklı, beyaz yakalı, simsiyah yüzleriyle Milyoner yüzleri Milyoner ağızları Çocuk penguen diyordu, vallahi penguen Baba haritalara çömelmiş Kutupları gösteriyordu Anası bulaşık yıkıyordu- nasılsınız? Sabunu bırakarak ellerinden Açarak ağzını Demek öyle! Çocuk koşuyordu, nereye? Adam gülüyordu, nereye? Kadın anlamıyordu, nereye? Milyoner milyoner Bize ne Gök bir mavilik gösteriyordu, bize ne Pespembe solucanlar kayıyordu, bize ne Taşlar, kumlar, denizler parlıyordu, bize ne Bir ağaç vuruyordu gündüze Ne bize Çocuk susuyor Adam yatıyor Kadınsa bulaşığa gene. Burası Bir gündüz ortası.
Sonrası Kalır 1
Sonrası Kalır 1Edip Cansever · Yapı Kredi Yayınları · 20222,647 okunma
·
455 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.