Gönderi

"Bitmişliğin özü ile yok­ sunduğum şeye yeltenmem ve bana hiçbir faydası olmayacak olanı, senin kendi kendinde olman gibi, bilmek is­temem. Ama senin, bana, bitmiş olana ve tüm bitmiş olanlara bağıntıların ve benzerliklerin, apaçık gözlerimin önünde bulunanlardır: ben, ne olursam olayım! - ve be­ni, en parlak aydınlıkta, kendi varlığımın bilinci olarak kuşatıyorlar. Benim içimde, akıllı varlık safında, benim ereğimin ve görevimin bilgisi senin etkimendir, nasılını bilmiyorum, ancak bilme gereği duyuyorum. Sen bilir ve anlarsın, ne düşündüğümü ve istediğimi; nasıl kadir ol­duğunu bilmeye, - bu bilinci, hangi edim sayesinde oluşturduğunu, akıl erdiremem hiç bunlara: evet, hem de bilirim pekala, bir edimin düşüncesi ve bilincin fev­kalade bir edimi, yalnız benim için geçerlidir, ama senin için, bitmemiş olan için değil. Sen istersin, çünkü sen, benim duru itaatimin, bütün ebediyet içinde tesiri olsun istersin; senin isteminin edimini kavrayamam ben ve sa­dece şu kadar bilirim ki, o benimkine benzemez. Sen eylersin ve senin isteminin kendisi eylemdir: ama senin etki usulün, benim, yalnız düşünmeye gücümün yettiği­ne, tamamıyla terstir. Sen yaşayansın ve sensin, çünkü sen bilirsin ve etkirsin, yaşıyorsun ve sensin, çünkü bi­liyorsun, istiyorsun ve etkiyorsun, sonsuz aklın huzurun­ da; ama sen değilsin, bütün ebediyetler boyunca yalnız bir varlık olabildiğim gibi benim" Fichte
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.