Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

72 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yeni Bir Okurun Gözünden "Tembellik Hakkı"
Kitabın adında "tembellik" geçse de kitabın konusu bizim sandığımız tembellikten çok uzak. Fransız devrimi ve fabrikaların inşası ile birlikte insanların aşırı uzun saatler boyunca çalıştırılmasına karşı yazılmış olan bir kitap. Bu yüzden kitabı incelerken 1800'lü yılların Fransa'sını veya dünyanın sanayileştiği dönemi düşünmemiz gerekir. Yazar günde 3 saat çalışmanın iş verimini daha da artıracağını ve insanların kendilerini daha çok zaman ayırabileceğini düşünüyor. Çünkü o dönemde insanlar 16 saat, 13 saat gibi mesai saatlerine sahipmiş ve çocuk, kadın, erkek, yaşlı demeden herkes bu kadar yoğun çalışıyormuş. Aslında yazarın karşı çıktığı şey bu kadar makineleşmenin olduğu bir dönemde insanların bu kadar yıpranmasının haksız olduğu yönünde. Ayrıca üreticilerin yeni tüketiciler (pazarlar) bulup daha fazla ürün üretmesi yani çalışanları çok daha fazla çalıştırması konusuna da değinilmiş. Yazar proletaryanın aydınlanmasını istiyor çünkü proleterlerin kapitalistlere zemin hazırladığını ve bilinçsiz olduklarını vurguluyor. Ayrıca dükkan açan, hizmet sektöründe olan, para karşılığı herhangi bir iş yapan kişilerin "köle" statüsüne düştüğüne de değinilmiş (ki bu da yazara katılmadığım bir başka konu idi). Açıkçası günümüzde yaşama amacımız işimiz haline gelmiş durumda. İyi bir okul kazanmak için çok çaba sarf ediyoruz, iyi bir yerde işe girmek için çok sarf ediyoruz ama aslında hayat bundan ibaret değil. Gezmek, okumak, kendimize vakit ayırmak, istediğimizde istediğimizi yapabilmemiz gerek. Bu doğrultuda düşünen biri olarak kitaba olumlu yaklaşmıştım fakat çoğu konuda günümüz koşullarında yazara katılamadım. Gün geçtikçe artan bir şekilde tüketim toplumu olduğumuz için ihtiyaçlarımız da artıyor. Bundan 200 yıl önce insanların genel ihtiyaçları giyinme, barınma, beslenme gibi temel ihtiyaçken günümüzde sağlık, teknoloji, bilişim gibi bir sürü konuda uzman olmuş kişilere ihtiyacımız vardır. Bu yüzden ya tüketim toplumu olmaktan uzaklaşacağız ya da herkes bir konuda uzman olacak şekilde toplumsal yaşama destek vermeye devam edecek. Bundan 1000 yıl önce belki insanlar kendi ekinini ekip kendi hayvanını otlatabiliyordu ama günümüzde hayat daha komplike. Televizyonumuz bozulsa, telefonumuz bozulsa, kombimiz bozulsa hemen o konunun uzmanına ihtiyaç duyuyoruz. Bu yüzden bu esaret veya kölelik değil toplumsal yaşamın sürdürülebilmesi şart olan bir yardımlaşma döngüsüdür. Bu bağlamda eserin hem evrensel hem de çağ aşan bir kitap olmadığı kanaatindeyim, en azından benim fikirlerimden uzak diyebilirim. Kitapta kullanılan dil sanki karşınızda yazar sizinle konuşuyormuş gibi hissettirse de bir yerden sonra aşağılama derecesinde hakaretler içerdiğini düşünüyorum. Bunu da yine o dönemde yazarın bu koşullara duyduğu öfkeden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Kitap genel olarak Komünist Manifesto havasında ilerliyor. Zaten yazar Karl Marx'ın damadı oluyormuş. Sanırım biraz da o yüzden çağrışım yaptı :) Okuması zor olmayan, kolay anlaşılabilen, kısa bir kitap. O dönem hakkında birilerinin fikrini öğrenmek için gayet güzel olduğunu düşünüyorum. Herkese iyi okumalar!
Tembellik Hakkı
Tembellik HakkıPaul Lafargue · Kırmızı Kedi Yayınevi · 010,1bin okunma
·
123 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.