Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

232 syf.
9/10 puan verdi
Tarihin Işığında, İlber Ortaylı’nın çeşitli dergi ve gazetelerindeki bazı makalelerinden ve ¼’i kadar röportajlarından oluşuyor. Tarihte olaylara objektif bakabilmek; çaprazlama okuyarak, tek bir kaynaktan beslenmeyip, birden fazla kaynağa bakmakla doğruya ulaşabileceğimiz tavsiyesini alıyoruz İlber Ortaylı’dan. Körü körüne bir insanı tanrılaştırmanın kötü olduğu gibi- zıddı olan acımasızca yermenin anlamsızlığına özellikle vurgu yapıyor. Bu konuda müthiş bir kutuplaşma var. Veya tahammülsüzlük de diyebiliriz buna. Mesela karşıt görüşe sahip biriyle 2 dakika konuşamazsınız. Konuştuğunuzda hemen savunmaya geçecek ve kendini haklı çıkarmak için bütün gücünü sarf edecektir. Mesele tartışmak olmaz, münakaşa olur çünkü herkesin zapt etmek zorunda olduğu bir egosu vardır. Kimsenin kimseye tahammülü yok. 5-10 felsefe kitabı okuyup filozof olan, tarih bölümü bitirip “tarihçi” ünvanına sahip olan bilgeler var, o yüzden fikir alış-verişine pek açık değiliz çünkü çok biliyoruz. Kimsenin “Ben bilmem”i demeye lüksü yok. “Bildiğini bilmek de, bilmediğini bilmek de bilgidir” diyor Konfüçyüs. Yani insanın kendi cehaletini fark etmesinin de bir bilgi olduğunu savunuyor. İlber Ortaylı’nın ise bu konuda fenomen olmuş sözlerine hiç geçmeyelim. Önemli olan insanların, ırk-ideoloji-siyasal tutum gözetmeksizin birbirini dinlemeleri. Aynı görüşü benimsemeleri değil -ki bunu bekleyemeyiz zaten. Konulara geçelim: “Bugün doğru bir Osmanlı’yı öğrendiğimiz söylenebilir mi? Okul kitaplarında öğretilen tarih bilgisi, gerçek tarihçiler tarafından hiç de tasvip edilen şeyler değil.” (Sf 25.) Doğru Osmanlı’yı öğrenmediğimiz gibi doğru Cumhuriyeti de öğrenemiyoruz. İstanbul’un fethini anlatacaksın, yarım sayfaya sığdırıyorsun. İnkılap tarihi? Sayfalarca. Doğru mu, bana sorarsanız soru işareti(?) Eğitim sistemi deyip dem vurmanın klişeliği fazla sıkıcı geldi artık. Yılmaz Öztuna, Erhan Afyoncu, Ahmet Rasim gibi tarihçilerin, gerçek tarihçilerlin kitaplarını okuyarak tanışmamız gerek. “Osmanlı mirasını reddetmenin temelinde tarih bilmezlik yatıyor.” (Sf 49) Bazılarına Osmanlı dediğinizde tüyleri ürperir, barbar, yobazlar akıllara gelir. İslam dininin asırlarca bayraktarlığını yapmış olduğu için kendi inancı, ideolojisine bunu yediremez. Çünkü onlar sakallıdır, on cariyesi vardır, insan katleder. Fetih değil de istila yapar. İşgal eder, yakar, yıkar, adaletli değildir. Arap özentisidir, Türklük ruhunu taşımaz. Evet, bunları düşünenler azımsanamayacak kadar fazla. Nasıl bir mantıksa hep eleştiri, devamlı eleştiri, zaten çok biliyorduk eleştirmezsek olur mu? Laik, milliyetçi, solcu ol, böylesi dünyaya hükmetmiş cihan devletini, maneviyat aşığı milletini, ecdadını karalamaya hakkın yok. Hakkın olmadığı gibi bunun için delil bulamazsın, çünkü yok. Araştırdığında, yapılan fetihlerde, gidilen topraklara şunun gittiğini göreceksin: Adalet, barış, sevgi, imar, Özgür yaşayış, bolluk, dinde bağımsızlık vs daha fazlası. Ama çaprazlama, (her kaynağa bakarak) ama objektif, ama adil olursan… Böyle konular konuşulunca geçmiş, geçmişte kalmıştır oluyor, bunları tekrar etmenin ne anlamı var? Veya bize ne kazandıracak? Öncelikle şunu herkes bilmelidir. Tarihini bilmek, geçmişi araştırmak, ülke sevgisini güçlendirir. Manevi duyguları artırır ve bununla beraber kültürel seviyemizi yükseltir. “Amaan” diyenlere kulakları tıkamak lazım, İlber Hocanın dediği gibi, zayıf, rahat kişiliklerin nutuğu bu. İnsanın yüzeysel olması-hele ki tarihte- çok kötü. 67 sayfa röportajlar olduğunu söylemiştim. Karışık, Roma' dan, Batıdaki kitle bozukluğuna, Osmanlı sadrazamlarından soykırımlara gibi konular üzerinde röportaj gerçekleştirilmiş. Soykırım demişken, Ermeni soykırımına gelelim. İlber Ortaylı Soykırımdan bahsederken, “Ermenilere soykırım yapılmış mıdır” tarzında soru sorulmuştu. Bu soru üzerinde Türk-ermeni ilişklerine değinilerek ve farklı konulardan bahsedilerek geçiştirildi. Yapılmadı, tamamen bir uydurma denilmedi. açık ve net. 2 yıl önce çok konuşulup tartışıldı, hatta Türkiye’ye tazminat talebinde bile bulunuldu. Türkiye “Arşivleri açalım” diye talepte bulunca geri vites yapılmıştı. Bunun gibi çok örnek dayatmaları var. Tarafsız bakış açısı için, somut gerçekleri görmezden gelemeyiz. İlber Ortaylı, dobra konuşan, herkesçe bilinen önemli bir tarihçi. Fırsat buldukça youtube videolarını izliyorum. Tabii çok yavaş konuştuğu için video hızını 1.25’e alıyorum :) Tarihin Işığında kitabından sonra, Tarihin İzinde, Tarihin Gölgesinde, Tarihin Dünüşü kitaplarını okuyacağım. Tarih kaybettirmez, tarih insanın kendisini tanımasını sağlar. Sevgiyle.
Tarihin Işığında
Tarihin Işığındaİlber Ortaylı · Profil Yayıncılık · 2018247 okunma
·
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.