Mücadelenin Kahramanı : Martin Eden
Martin Eden: dünya edebiyatının en ünlü kahramanlarından biri. Jack London, bu ünlü karakteri ortaya çıkarırken kendi hayatından pek çok yaşanmışlığı onun üzerinden okuyucusuna aktarır. İşte tam da bu nedenle yarı otobiyografik bir roman sayılmaktadır Martin Eden.
Hacimli bir eser olmakla birlikte Jack london'ın akıcı dili eseri kolaylıkla okunur kılıyor. Oluşturulan betimlemeler o kadar hakiki, o kadar gerçekçi ki adeta Eden olup duyguları içinizde yaşıyorsunuz.
Kitap sadece genel kurgusundan ibaret değil. Aralara serpiştirilmiş o kadar çok edebî, siyasi, sosyolojik, biyolojik bilgi var ki genel kültürümüze pek çok şey katıyor. Özellikle Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından 
Levent Cinemre çevirisini okuduysanız arkadaki notlar bu işinizi oldukça kolaylaştırıyor.
Peki ne anlatıyor Martin Eden?
Aslında bu tam bir mücadele romanı: aşkla mücadele, insanlarla mücadele, başarıyla başarısızlıkla mücadele, yoksullukla mücadele, cahillikle mücadele...
Martin Eden, roman boyunca sürekli bir mücadele hâlinde ve asla pes etmiyor. Tüm tercihlerini kendi öz iradesi ile veriyor. Her ne kadar romanın başındaki umut, sonuna taşınamasa da.
Jack London romanı yazarken bazı siyasi göndermeler de yapmak istemiş. Kendi siyasi görüşü olan sosyalizmi yüceltip Nietzsche'nin bireyciliğini eleştirmek istemiş. Bunu da Levent Cinemre'nin notlarından öğreniyoruz. Kitabın beklemediğimiz sonu da işte bundan sebep.
Yazarın hararetle eleştirdiği bir diğer olgu ise hiç şüphesiz: burjuvazi. Sahte ahlâk ve samimiyetsiz davranışlar yığını olarak gördüğü burjuvaziyi sert bir şekilde eleştiriyor kahramanı aracılığıyla.
Kesinlikle güzel bir romandı Martin Eden. Sürükleyici bir dilde yazılmış, merak uyandıran bir kurgu, çarpıcı bir sondu.
Hacminden korkmayın, sizi pişman etmez.
Keyifli okumalar.
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.