“Bu Avrupalı olmayanlar, yani bizim besleme ve yetiştirmelerimiz, dilimizi öğrenip, yaşayış tarzımızı orda yaygınlaştırır, masraf, elbise, yemek tarzlarını, binalarını, kültürlerini, bizimkilerine benzetir; yiyecek iştikaklarını, makyaj ve süs malzemelerini masraf etmeyi, elbise, yiyecek ve bina şeklini, bizim gibi yapar, ve yenilenir; din, kültür, zevk, düşüncelerini değiştirir ve böylece de bize benzemeye devam ettikleri müddetçe pazar bulmaya devam edeceğiz; ancak bu Avrupalı olmayanlar eğer elbisesini eski zamanda olduğu gibi giyerse, kendi zevklerini uygulamaya kalkışırlarsa, kendi yiyeceklerini yerlerse, kendi binasında yaşarlarsa, artık benden hiç bir şey satın alamazlar.”