Gönderi

240 syf.
6/10 puan verdi
Okuma grubumuzla ocak ayı için iki kitap belirlemiştik. Biri "gece yarısı kütüphanesi" biri "su adamıydı" Önceliği "gece yarısı kütüphanesine" verdiğim için su adamı biraz hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Bunun en bariz sebebi ikisininde bilim kurgu olması. İnsana ister istemez karşılaştırma yaptırıyor. Peki ama o zaman neden önerilerin arasında? Diyecekseniz. Çünkü kitabın (başını ve bitirişindeki kopukluğu saymazsak) kendi içinde oldukça sürükleyici olduğunu düşünüyorum. Hatta bir ara "ben ne zaman bu kadar okudum? Dediğim oldu. O nedenle konusuna geçiyorum. Bir gerçek var ki insanlar görmedikleri ya da tahmin yürütemedikleri şeyler hakkında içlerinde korku duyarlar. Ya da önyargılı davranırlar tam bu sebepten kimisinin sadece iri gözlerini, kimisinin sadece dev pençelerini, kimisinin sadece kuyruğunu görmüş olması ana karakterimiz İhtiandr'ı "deniz şeytanı" olarak adlandırmalarına neden oluyor. Birçok denemede başarısız olsalar da bir gün ağlarına takılan "su adamının" yarı insani özellikleri herkesi hayrete düşürüyor. Kendisine zarar vereceklerini düşünen İhriandr ise ağlardan kendini kurtarıp denizin derinlerinde kayboluyor. Tekrar plan yapıyor ve ondan kurtulmanın yolunu arıyorlar. Ama bu sandıkları kadar kolay olmayacak çünkü su adamı da artık yalnız değil ve gerçekler görünenden çok daha farklı... .
Su Adamı
Su AdamıAleksandr Belyaev · İthaki Yayınları · 20173,544 okunma
·
159 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.