İsmail Kadare’nin Rüyalar Sarayı kitabı Osmanlı’nın son dönemlerine ve Osmanoğullarının sömürgesi olmaktan kurtulan Balkan halklarına Arnavutluk cephesinden bir bakış sunuyor. Bir yandan rüyaların ve kâbusların içinde kaybolurken öte yandan bu rüyaları dahi kontrol altına almaya çalışan irrasyonel bir devlet mekanizmasıyla, totalitarizmle karşı karşıya kalıyoruz. Güçlü bir sistem eleştirisi, rüya görmekten dahi korkutulup uykusuz bırakılan insanlar, işkenceyle rüyası unutturulmaya çalışılan mahkumlar. Bildik bir cehennem.