Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Her sabah hep bu alışageldiğimiz şeyleri yapmak niçin? Bu yemelerin, içmelerin, bu soyunup giyinmelerin hiç sonu gelmeyecek mi? İsyanım gitgide artıyor, hıncımı bütün insanlığın yüzüne haykırmak arzusuyla dolup taşıyorum. Birdenbire bir yığın insan sarıyor çevremi. Hepsinin yüzlerinde derin bir hıncın izleri var. Bunlar; çoğu zaman adları ihtiyaç, şeref, ihtiras, vazife ve alışkanlık olan kişiler. Her yerde, her zaman karşımıza çıkan soygun çetesinin elebaşları. Ellerinde muştalar, bıçaklar, tabancalarla bizi toplum içinde, toplumun istediği gibi yaşamaya zorlayan satılmışlar. Çaresiz teslim oluyor, giyinmeye başlıyorum. Gücüm, karşı koymamı sürekli kılamıyor. Sonra hep birlikte çıkıyoruz evden. Sokakta da yanımdan, yakınımdan ayrılmıyorlar. Oysa, ben onları istemiyorum. Ben başımı alıp gitmek istiyorum bu büyük şehirden. Kendimi anne yalnızlığının kollarına atmak istiyorum. Kötülük nedir bilmeyen ağaçlar, yalan söylemeyen otlar çağırıyor beni. Çiçekler gel diyor. Deniz gel diyor. Fakat arkamda yine onlar, kötü kişiler, o satılmışlar bırakmıyor beni. Bir an ellerinden kurtulup koşmaya başlıyorum. Kesilmeye götürülürken bakıcılarının, o saygıdeğer katillerinin elinden kurtulup kaçan bir boğa gibiyim. Kurtulmamı isteyen bir tek kişi yok geçtiğim yollarda. Herkes bana düşman şimdi. Duvarlar karşıma çıkıyor, otomobiller yolumu kesiyor. Her tarafta tuzaklar, kementler, ipler, hendekler ve taşlar...
··
360 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.