Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Başka ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de medyatik futbol söylemi, milli kimliğin yeniden kuruluşunda ihmal edilemez bir paya sahiptir. Oyun hakkında basitçe haber veriyormuş, sadece sahada olan biteni aktarıyormuş gibi yapan medya, aslında bunu, yapılaşmış bir ideolojik-söylemsel kompleksin içine yerleştirerek sunar. Bunun en güzel örneklerinden biri, uluslararası maçların milliyetçi bir bağlamda yeniden kurulmasıdır. Lig maçlarına ilişkin haber, yorum ve yayınlarda, spikerin tarafgirliğini ele vermesi, yorumcunun "takımından" söz etmesi, spor basınında büyük takımlara ayrılan sayfalarda doğrudan ya da örtük bir şekilde o takımların taraftarlarına hitap edilmesi gibi söylemsel öğeler bir yana bırakılırsa, takımlar ilke olarak "nesnel" ve "tarafsız" bir dille ve sadece "adlarıyla" anılır. Oysa aynı takımlar uluslararası maçlarda millet olarak "bizim" temsilcimiz olarak sunulurlar. "Bütün Türkiye'nin gözü" onlardadır, "milletçe" kalbimiz onlarla beraber atar. Yaşadığımız "Wembley faciaları"ndan birini televizyonda naklen anlatan spikerin "nihayet özlediğimiz ofsayt bayrağı kalktı" gibi laflar edebilmesi, milli kimliğimizin kuruluşunda ne tür sancılar çektiğimizi, nasıl çaresizliğe düşebildiğimizi ele verir; " bu millet", bir haklı ofsayt bayrağını bile özlemiştir!
Sayfa 230 - İletişimKitabı okudu
·
264 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.