Onun öyle konsolosları olmuştur ki, en basit bir pürüz ve sıkıntıyı, Padişahları aleyhine yabancı devlet reislerine rapor etmeye ve yabancılardan delâlet istemeye kadar varmışlardır. Şu hâdisenin ifade ettiği dehşete bakın: Bir Türk konsolosu, Türklüğünden utanmadan, 1898'de İstanbul'a Abdülhamîd'i ziyarete gelen Alman İmparatoruna şu telgrafı çekiyor:
«-Son derece sefalet içinde bulunan Osmanlı memurlarının birikmiş aylıklarını verdirmesi için lütfen Pâdişâh Hazretlerine ihtarda bulunmanızı rica ederim.»