Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

98 syf.
·
Puan vermedi
Diyarbakır seyahatimde bana eşlik eden bu kitabın sanırım bende yeri ayrı olacak. Çok farklı duyguların baskısıyla, gözlerim kan çanağı olarak çıktığım bu yolculukta itiraf edeyim, romandaki 80lik ihtiyarın hayatının sonunda, hayatı özetler nitelikteki cümleleri etkiledi beni. Allah'a karşı şükran hislerine bir kulak verseniz, Allah'a sığınma şekline azıcık dikkat etseniz ne benim gibi yol öncesi gözlerinize kan otururdu, ne dünyaya dair stres çekmek zorunda kalırdınız. Necip Mahfuz ihtiyarı konuştururken ayetlerden ve hadislerden de faydalanmış; belki biraz da o insanı etkiliyor. Şu cümlenin inşa üslubuna dikkat vermenizi istiyorum: "Hayat, bir yaz günü bir iki saatliğine bir ağacın gölgesine sığınmak isteğiyle sokakta yürüyen ve sonra bir daha haber alınamayan bir gölgeden başka bir şey değildir." Aklınıza adaşı Necip Fâzıl'ın Serseri'si gelmedi mi? "Bir rüya uğrunda ben diyâr diyâr, Gölgemin peşinden yürür giderim." Necip Fâzıl gölgesini iki şekilde okumak mümkün. Onu inşallah başka bir yazıya saklayayım. Necip Mahfuz'a döneyim. Paranın insan hayatına nasıl yön verdiğine şahit oluyoruz kitapta. Yediğinin ve yiyemediğinin, satın alabildiğinin ve satıl alamadığının insanı nasıl şekillendirdiğini okuyoruz. Düşünün paranın ve onun satıl aldığı şeyleri insan hayatından çıkarsak nasıl olur? Geriye şu anki "biz"den ne kalır? Kendimizi ne üzerine inşa ediyoruz? Bir gün gelse elimizdeki her şeyimiz alınsa, soruyorum, gölgemizde başka ne kalacak elimizde?
Başkanın Öldürüldüğü Gün
Başkanın Öldürüldüğü GünNecib Mahfuz · Kırmızı Kedi · 2018325 okunma
·
233 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.