İnsanlar yüzyıllar yılı evler yaptılar.
İrili ufaklı, birbirinden farklı,
Ahşap evler, kâgir evler yaptılar.
Doğup ölenleri oldu, gelip gidenleri oldu, Evlerin içi devir devir değişti
Evlerin dışı pencere, duvar.
Vurulmuş vurgunların yücelttiği evlerde Kalbi kara insanlar oturdu.
Gündelik korkuların çökerttiği evlerde
O fıkara insanlar oturdu.
Evlerin çoğu eskidi gitti tamir edilemedi. Evlerin çoğu gereği gibi tasvir edilemedi. Kimi hayata doymuş göründü,
Bâzıları zamana uydular.
Evlerin içi oda oda üzüntü,
Evlerin dışı pencere, duvar.
Evlerin çoğunda dirlik düzen,
Kalan bir hâtıra oldu geçmişte.
Gönül almak, hatır saymak arama.
Evlâtlar aileye âsi işte,
Bir çığ ki kopmuş gider, üzüntüden.
Evlerde nice nice cinayetler işlendi.
Ruhu bile duymadı insanların.
Dört duvar arasında aile sırları,
Dört duvar arasında dünyanın kahırları. Bunca çocuk, bunca erkek, bunca kadın Gözyaşlarıyla beslendi.
Küçükler, büyük adam yerine evlerin kiminde:
Çocukları işe koştu kalabalık aileler. Okul çağlarının kadersiz yavruları,
Ufacık avuçlardan akşamları akan ter
Tuz yerine geçti evlerin yemeğinde.
İnsanların kaderi besbelli evlere bağlı: Zengin evler fakirlere çok yüksekten baktılar,
Kendi seviyesine evler kız verdi, kız aldı Bazıları özlediler daha yüksek hayatı, Çırpındılar daha üste çıkmaya
Evler bırakmadılar.
Yeni yeni tüterken ocakların dumanı
-Kadın en büyük kuvvet erkeğinin işinde- Erkekleri kaçtı, kadınları kaçtı
Evler dilsiz şikâyet, kaçmışların peşinde.
Şu dünyada oturacak o kadar yer yapıldı: Kulübeler, evler, hanlar, apartmanlar Bölüşüldü oda oda, bölüşüldü kapı kapı Ama size hiçbir hisse ayrılmadı
Duvar dipleri, yangın yerleri halkı, Külhanlarda, sarnıçlarda yatanlar!