Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Vicdan azabı dedikleri şey ancak bir hafta sürer. Siz sevemezsiniz adaşım, siz şehirde yaşayanlar ve köyde yaşayanlar, siz birisine itaat eden ve birisine emredenler, siz birisinden korkan ve birisini tehdit edenler .... Siz sevemezsiniz, sevmeyi yalnız bizler biliriz. Çiçeklerin açtığı mevsimde, senin kollarına yaslanan ve çiçekler kadar güzel kokan bir vücutla uzak su, kenarlarında oturmak ve öpüşmek, yoruluncaya kadar öpüşmek hoş şeydir...Seni gördüğü zaman zalimce başını çeviren mağrur bir dilberin kapısı önünde ve ay ışığı altında sabaha kadar dolaşmak bunu candan arkadaşlara ağlayarak anlatmak, söz aramızda gene hoş bir şeydir.. Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammül etmeyerek onu koparıp atabilmek, işte arkadaşım, yalnız bu sevmektir. Şu dünyayı adamakıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki? Yaşadığımızın farkına varmayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz? Tesadüfün pek merhametli olmadığını ve birbirine böyle yakın olanları bir ikinci defa karşı karşıya getirmediğini biliyorlardı. Çünkü azınlıkta kalanlar çok olanlara nedense tepeden bakarlar... Bazan üzüntülerin uzattığı, bazan yalancı bir sevincin kısalttığı günler çok çabuk geçti İsteklerime varabilmek için dış dünya ile bağlarımı azaltmak lazım geldiğini seziyordum. Vücudumdaki her yıkılış kafamda yeni bir parlaklığa yol açıyor. Ellerimin titremesi arttı, fakat ben baktığım şeyleri daha sebatlı ve ihtizamlı görmeye başladım. Ah, epey peşinde koştuğum hakikat, nihayet seni yakalayacağım.. Öyle zamanlarım olur ki beni sessizce odama giderken, bu her akşamki yürüyüş beni sıkar, boğar ve ben caddeyi örten kalın kar tabakasının üstüne uzanarak orayı nefesimle eritmek ta toprağa kadar bir delik açmak isterim.. Odamda kitaplarım beni bekler, bu yegane tesellidir. Kitaplarla zifafa girmesini bilen adam beşerliğinden kurtulmaya başlamıştır Ve biz daima beşeriz.. Biraz gözyaşı, biraz çarpıntı, dinleyeni de söyleyeni gibi ağlatan feci bir hikaye.. Bu oda yalnız bugün değil, her zaman böyle karanlık... Burada kitaplarımla ben yaşarız ve bize aydınlık getirecek kimsemiz yok. Ben burada yalnızlığı bardak bardak içiyorum, ve ihtiyar kanepelerle konuşmak istediğim zaman, onlar artık bana anlatacak bir şey bulamıyorlar.. Zaten sıkmadan uzun uzun anlatmasını bilen yegane geveze, denizdir. Ömürlerinin dörtte üçünü denizde geçiren ihtiyarların arasında bile, suların sesini sıkıcı, yeknesak bulan bu sesten bıkan birine tesadüf edilmemiştir... Her şey bitmişti artık, hiçbirimizin yüzünde gülmek takati kalmamıştı.. Ta ne zamandan beri sesimizi çıkarmayıp içimize attığımız şeyler, hep birden uyandı; hepsinin acısını birden duyduk.. Anadolu'da işsizliğin doğurduğu yegane iş olan dedikodu... Gidersem istikbalimi kaybedecektim fakat durursam aklımı.. çünkü kuvvetli bir kafanın sevince çeviremeyeceği ıstırap yoktur..
145 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.