Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Anadolu'nun Türkleşmesi denen olay ırki bir keyfiyet değildir; hatta tümüyle kültürel bir olay da değildir. Türk dilinin Küçük Asya'nın büyük bölümünde egemen olması, 12. yüzyılda biten bir süreç de değildi. Bu uzun zaman içinde gerçekleşmiştir. Türkçe'nin Küçük Asya'da tutunması kesif bir Türk göçü kadar ülkede yaşayan halkın kültürel bir birlik içinde olmamasından da ileri gelir. Doğu Anadolu' da çeşitli Ermeni lehçeleri, Kürtçe, Güneydoğu' da Ararnca gibi Sami diller, Kapadokya' da muhtelif dil ve lehçeler, güneyde Pamfilya, Psidya, Likya' da ve batıda Karya ve İonya' da ayrı Hellen lehçeleri konuşuluyordu. Bunlardan başka Balkanlar' dan getirilip, Anadolu'ya yerleştirilen Uz, Peçenek gibi Türki grupları da sayalım. Dil birliği olmayan ülkede, dini birlik de yoktu. Ortodoks-Roma kilisesinin dışında anti-cheleedon dediğimiz kiliseler, Ermeniler ve Yukarı Mezopotamya kavimleri Nasturi, Monofizist ve Haçlı istilasından sonra kısmen Katalik Kilisesi'ne bağlı idiler. Bunun içindir ki, Türkçe bu Babil kulesinin ortasında ortak bir anlaşma dili (lingua franca) olarak yerleşti. Nitekim 12. asırda İtalyanlar bu ülkeye Turcmenia veya Turchia, demeye başladılar ve bu isim kaldı.
Sayfa 100Kitabı okudu
·
108 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.