Bilgi gittikçe karmaşıklaştıkça genellemeler yaparız. Bu genellemelerin gücü bunların ardındaki delillere bağlıdır. Böylelikle, genellemeleri karşılaştırdıkça ve onlar üzerine yenilerini inşa ettikçe giderek daha güçlü ve daha doğru doğa yasalarına ulaşabiliriz -ta ki hiçbir istisnası görülmemiş birtakım doğa yasaları elde edilsin. Hiç şaşırtıcı olmayan bir biçimde, John Stuart Mill, Darwin’in türlerin kökeni üzerine geliştirdiği tümevarıma dayalı teoriyi kucaklamıştır: Bu teori, kendisinin tikelden hareketle teorilere ve yasalara yükselme yönündeki epistemolojik programına uygun görünmüştür.