Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

184 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Emre Dorman, dini konularda inanan bir kişinin kendini nasıl kandırabileceğini 40 madde altında ve Kur’an’dan ayetler ışığı altında bizlere sunuyor. Bir nevi insanın 40 farklı düşüncesinin dinin kaynağına göre her ne kadar iyi niyetli olunsa da ne kadar da yanlış olduğunu anlatıyor. Hepimizin bildiği üzere ve Emre Dorman’ın da dediği gibi de insan anlaşılması zor bir varlıktır. Bir damlacıktan var olan insan üstünde emekleri olan insanlara olduğu kadar yaratıcısına karşı da nankördür. Bir sıkıntı, zorluk ve keder anının içine düştüğünde Allah’ına yakaran, O’na el açandır insan, ama rahata erdiğinde de tüm yakarışlarını unutan, sanki kendisine gelen darlık zamanında Allah’a hiç el açmayıp, yakarmamış gibi önceki halini unutup dönüp giden varlıktır insan (Yunus Suresi 12. Ayet). Daha tansiyonuna, şekerine hâkim olamazken dünyaya, başka insanlara hâkim olmayı düşünür, karnında taşıdığı yemeklerle, bağırsağında taşıdığı necasetle Rabbini sorgulayan, O’na karşı olumsuz düşünceler ileten varlıktır insan. Böyle bir varlık iken insan birçok konularda olduğu gibi dini konularda da kendini kandırmaktan geri kalmaz, kandırmasında kullandığı bahaneleri ise her bir seferinde daha da kuvvetlendirir ve bahanesinin arkasında da kendini kandırdığını bilmeden devam eder bahanelerine. “Neden yaratıldım?” “Yaratılmamın bir amacı var mı?” “Beni yaratana karşı sorumluluklarım neler?” ya da en önemlisi “Ben öldükten sonra bana neler olacak?” sorularını sormayı, düşünmeye cevap bulamazken, kendini yaratıcısına, Allah’a beğendirmek yerine başka şeylere beğendirmeye çalışan hatta Allah yokmuş gibi yaşayan insan ve bunlarla beraber kendini kandıran insan. Etrafımıza baktığımızda herkes ne kadar da iyi, ben kötüyüm, kötü kalpliyim diyen var mı? Tarihten beri sorulan, cevaplanmak istenilen sorudur “iyilik nedir” sorusu. Neye göre, kime göre iyiyizdir, iyiliğin aşamalarını, mertebesini kimler belirler? Allah’ın ayetlerine, buyruklarına göre mi iyiyiz, yoksa kendi kafamıza, çevremizdekilere, yaşadığımız topluma göre mi iyiyiz? “Aslında kötü biri değilim, kalbim de temiz ama nefsime, sinirime yeniliyorum” demek ne kadar doğrudur? Tek başına iyilik ve kalp temizliği yeter mi yoksa namaz, oruç, zekât ile beraber mi iyilik lazım? Hâlbuki Allah’ın buyruklarına göredir iyilik kavramı! Ertelemek istemediğimiz, erteleyemeyeceğimiz birçok şey vardır hayatımızda. Büyük bir maddi gelir getirecek bir toplantı, akşam kesin izlememiz gereken bir dizi, sezonun en önemli maçı ve hafta sonu kesinlikle katılmamız gereken arkadaş toplantısı; ama dini konularda insan kendini kandırarak birçok konuda olduğu gibi bunda da kendini kandırır ve dini vazifelerini erteler, “hele bir emekli olayım da artık namazında niyazımda olacağım” der, sanki ölümün yaşı varmış, her gün gençler ölmüyormuş gibi, hiçbir dünyevi işimizi ertelemiyorken ya da kolay kolay ertelemiyorken dini görevlerimizi, uhrevi hayatımızın temelini atacak davranışlarımızı erteleriz. Emeklilik döneminde rahat yaşamak isteyen, gençliğini sigorta primini ödeyerek geçiren insan, ahirette rahat bir yaşam sürmek için sigorta primi ödemesi gibi kulluk vazifesini zamanında yapmaz, erteleyemeyeceği dünyevi işlerin aksine kulluk görevini erteler (Fatr Suresi 5. Ayet). İnsanoğlu her konuda kendini kandırdığı gibi, kandırdığı her konuda da kendini kandırdığı diğer başka konularda da kendisi ile çelişmektedir. Ahiret, din, cehennem konusunda kendini kandırırken her zaman kendinden kötüsünü bulur ve kendisini onunla kıyaslar, iyilik kısmındaki düşüncesi ile bu kandırma yöntemini birleştirip “Aman ne kötü insanlar var, ben yine iyiyim” der. Dini konuların aksine dünyevi konularda, maddi ve manevi kazanç getirecek, kendisine mevki getirecek konularda da her zaman kendisini kendinden üstün olanla kıyaslar, hâl ve hareketlerini ona göre düzenler, ona göre çalışıp azim yapar. Birçok şeyde olduğu gibi dini konularda da kendisini kandırmanın bir yolunu bulur insanoğlu. Bu ve benzeri düşüncelerde/cümlelerde Emre Dorman insanın dini konularda kendisini nasıl kandırdığını, kandırmaya devam ettiğini anlatıyor, anlatımına da ayetler ile delillerini sunuyor. Her bir maddesini ortalama 3 – 4 sayfa ile açıklıyor, her bir sayfasında da gerçekleri okurun yüzüne adeta tokatlar gibi vuruyor. Şu da bir gerçek ki Emre Dorman’ın kitabının önsözünde dediği gibi bu kitabı okumanızdan şeytan hiç hoşnut olmayacak. Dinde yanlış bilinen bir şey var ki, Şamanizm’den Biz Türklere geçtiği de şüphesiz bir gerçek olan belli başlı sayıların bir gizeminin, bir tılsımının ve bir kutsaliyetinin olduğuna inanmak. Emre Dorman da özellikle kendisini kandıran insanların da sayıların gizemine vs. inandığını düşündüğü için kandırma maddelerinde 40 rakamını seçtiği belli, eminim ki okuyan ya da kitabı gören birçok kişi 40 rakamını görünce kitaba ilk başta sırf 40 rakamından dolayı olumlu bir şekilde baktığı da bakacağı da bir gerçektir.
Dini Konularda Kendini Kandırmanın 40 Yolu
Dini Konularda Kendini Kandırmanın 40 YoluEmre Dorman · Nesil Yayınları · 2013416 okunma
·
176 görüntüleme
Hazim okurunun profil resmi
Kitap ilgimi cekti
mithrandir21 okurunun profil resmi
Tavsiye ederim, güzel kitap.
Mikail bayram okurunun profil resmi
PDF lerini nasıl okuya bilirim
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.