Dostoyevski’nin düşünceleriyse karakterlerinde vücut buldu: Prens Mişkin ile Alyoşa Karamazov’un Hristiyan alçakgönüllülükleri, Raskolnikov ile Ivan Karamazov’un şeytani gururları, Kirilov’un diyalektik ateizmi, Shatov’un mesiyanik Slavseverliği. Dostoyevski’nin romanlarında düşünceler, akkor kıvamdadır. Kavramlar imgelere, şahsiyetlere, simgelere, mitlere dönüşür. On dokuzuncu yüzyıl Rusya'sının resmini çekmekle -bir tür mistik spekülasyon ve muhafazakâr duruşla- yetinseydi, bugün bütün dünya, onu okuyor olmazdı.