Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

İslâm İnancının Özellikleri
1) İslam akidesi her türlü noksan sıfatlardan münezzeh olan yüce Allah'a iman etmeye çağırır: ️Ey Resulüm, “Allah’ın nasıl bir varlık olduğunu bize açıkla” diyenlere) De ki: “O Allah, birdir. (Eşi, dengi, benzeri, şeriki, yardım edicisi, ihtiyaç hissettiği, öncesi, ölmesi, acizliği, eksikliği, bilgi yetersizliği ve beceriksizliği asla bulunmayan tek ve gerçek İlahtır.)” Allah, Samed’dir. (Her yaratığın Kendisine muhtaç bulunduğu şekilde, sonsuz ve kusursuz zengin olandır. Kendisi hiçbir şeye, hiç kimseye ve hiçbir şekilde asla ihtiyaç duymayandır, ama her şey O’na muhtaçtır.)” Doğurmamıştır, doğmamıştır. O’nun başlangıcı ve sonu yoktur. Ne kendisi başka bir ilâhtan meydana gelmiştir, ne de kendisinden başka bir ilâh zuhur etmiştir. Doğmak ve doğurmak, âciz ve muhtaç varlıkların özelliğidir; oysa Allah tam ve mükemmeldir, her türlü âcizlikten, noksanlıktan uzaktır, yücedir. Hiç kimse ve hiçbir şey, ne zâtında, ne de sıfatlarında O’na denk değildir. Kudret O’nundur, yücelik O’nundur, büyüklük O’nundur. Emrine itaat edilecek, hükmüne boyun eğilecek tek otorite O’dur.”( İhlas suresi) 2) Yaratıcıyla kul arasındaki aracıları kaldırmıştır. ️Ey Nebim!) Kullarım Sana Beni soracak olursa (onlara de ki:) muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman, dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana (hakkıyla) iman etsinler. Umulur ki (böylece) irşad (doğru yolu bulmuş) olacaklardır. Bakara 186. Ayet meali Not:Duanın sadece Allah’a özgü olması gerekliliği, ayetteki “Ben” zamiri ile iyiden iyiye vurgulanmıştır. Allah; “Kullarım” ifadesini kullanarak insanlara karşı büyük bir incelik gösterirken, “Ben onlara yakınım,” diye buyurarak da buradaki “Ben” zamiri ile duaların yalnız ona has kılınması gerekliliğini de ortaya koyuyor. Ayrıca dikkat edilmelidir ki “Onların duasını işitirim.” demiyor, “Dua edenin duasına karşılık veririm.” buyuruyor. Bu yakınlığın arkasından da kullarının da kendi çağrısına olumlu karşılık vermesini, yani Hakk’a karşı ilgili ve duyarlı olarak Allah’ın istediği şekilde, samimi kul bilinci ve farkındalığıyla yaşamalarını istiyor. Ey Peygamber! Eğer kullarım sana Beni sorarlarsa, şunu hiç unutmasınlar ki,Ben insana şah damarından daha yakınım. O hâlde, hiçbir aracıya başvurmadan, doğrudan Bana yalvarıp Benden istesinler, çünkü Bana duâ edip yalvaranın yakarışına cevap veririm, onun duâsını işitir, uygun görürsem dileğini kabul ederim. Öyleyse, onlar da benim çağrıma uyup bana iman etsinler ki, böylelikle doğruluk ve olgunluğa ulaşabilsinler. “Duâdan uzak durmamalı, kendinizi onun hayır ve bereketinden mahrum bırakmamalısınız. Çünkü duâ, kulun kendi hâlini Allah’a bildirmesi değil, acziyetini itiraf ederek alçakgönüllülükle O’nun huzurunda boyun eğmesi ve tüm benliğiyle O’nu duyumsaması, zikretmesidir. Ayrıca Allah, kullarına vereceği bazı nîmetlerini birtakım sebep ve şartlara bağlamıştır. Fakat bunu yaparken, gereksiz yükümlülükler icat ederek hayatı çekilmez hâle getirmekten de kaçınmalısınız. 3. Bütün geçmiş milletlerin inanç esaslarını toplamıştır.️ O (Allah): "Dini dosdoğru (uygulayıp) ayakta tutuverin ve onda ayrılığa düşmeyin (Dinin hiçbir hükmünü artık gereksiz ve geçersiz görmeyin)", diye Nuh’a vasiyet ettiğini ve Sana vahyettiğimizi, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya vasiyet ettiğimizi (şimdi) sizin için de şeriat kılıvermiştir. (Böylece Din ve Düzen esaslarını belirlemiştir ki; Kur’an bir şeriat ve hukuk nizamının temel prensiplerini de içermektedir). Ancak, Senin kendilerini çağırdığın şey (Kur’an hükümleri), müşriklere ağır gelmektedir. Allah, dilediğini (ve liyakat göstereni) kendisine (ibadet ve hizmetine) seçer (İslami istikamette bir araya getirir) ve içten kendisine yöneleni hidayete erdirir. Şura 13.ayet meali 4. Bütün Semavî kitapların birinin diğerini doğruladığını ve son gelenin önce geleni tamamlayıp yürürlülükten kaldırdığını ikrar eder. Geçmiş kitapları tasdik ettiğini beyan eden Kur'an ayeti şöyledir: ️(Ey Resulüm!) Sana da, kendinden önceki kitap(ları) doğrulayan (ve onların iman ve ahlâk esaslarını ve amaçlarını) koruyan bu Kitabı (Kur’an’ı) Hakk olarak indirdik. Artık onların aralarında (ve her konuda sadece) Allah’ın indirdiği ile hükmet ve Sana gelen bu Hakk (ve adalet kuralların)dan ayrılıp sakın onların hevâ ve keyiflerine uyma! (Çünkü) Sizden her biriniz için (uygun) bir şeriat (hukuk kaideleri) ve bir minhac (sorunları çözüm yolu ve yöntemi) belirledik. Eğer Allah dileseydi sizi(n hepinizi) tek bir ümmet yapardı; ancak (bu şekilde ayrılıp farklılaşmaya müsaade etmesi), verdikleriyle sizleri denemesi içindir. Artık hayırlı işlerde yardımlaşıp yarış ediniz. Tümünüzün dönüşü Allah’adır. Hakkında ihtilaf edip çekiştiğiniz şeyleri (O size) haber verecek (ve gerçeği gösterecektir). Maide 48. Ayet meali Daha önce gelen şeriatların yürürlükten kaldırıldığını beyan eden Kur'an ayeti ise şöyledir. ️...Bugün artık kâfirler, sizin dininizden (dininizi engellemekten ve daha üstün bir adalet ve ahlâk sistemi getirmekten) umut kesmişlerdir. Artık onlardan değil Benden korkup çekinin! (Zira) Bugün size dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamlayıverdim ve size din olarak İslam’ı seçip-beğendim... Maide 3. Ayet meali 5. İslâm akidesi gerek peygamberlerin ve gerekse ulame ve rabbanî kişilerin Allah'ın emrinden başka hiçbir şeye sahip olmadıklarını. , Hiçbir mahlukata zarar veremeyecelerini gibi hiçbirisini de af ve Hidayet edemeyeceklerini ilan eder.️ Ey Muhammed! Uhud savaşında seni kanlar içinde bırakan düşmanlarını Allah neden oracıkta helâk etmedi diye düşünüyor, onların âkıbeti hakkında kendince hüküm yürütüyorsun. Oysa senin bu konuda karar verme yetkin yoktur; Allah ister tövbe etmelerine fırsat verip onları bağışlar, isterse de zâlim oldukları için onları cezalandırır Ali İmran 128. ayet meali ️(Ey Resulüm!) Gerçek şu ki: Sen sevdiğini (ve istediğini) hidayete erdiremezsin. Ancak Allah, dilediğine hidayet verir. O, hidayete erecek (iyi niyet, gayret ve karakterde) olanları daha iyi bilir. Kasas 56. Ayet meali ️EyMuhammed! Onların bağışlanması için ister af dile, ister dileme,hiç fark etmez! Çünkü onlar için bir değil, yetmiş kere af dileyip yalvarsan bile, yine de Allah onları affetmeyecektir! Çünkü onlar, Allah’ı ve Elçisini tanımayıp emirlerine başkaldırarak inkâr ettiler. Allah ise, kötülükte inatla direten ve ısrarla yoldan çıkmak isteyen böyle fâsık bir topluluğu doğru yola iletmez. Tevbe 80. Ayet Meali 6. İslâm akidesi(inancı) her ferdi mesuliyyetinin merkezi kabul edip herkesi kendi yaptığından sorumlu tutar. Bir kişinin başka bir kişinin sorumluluklarını yüklenemeyeceği bildirir. ️ De ki: "O, her şeyin Rabbi (ve gerçek sahibi) iken, ben Allah’tan başka bir Rab mi arayayım? Hiçbir nefis, kendisinden başkasının aleyhine (günah) kazanmaz. (Birisinin yaptığı zulüm ve kötülüklerden dolayı başkası sorumlu tutulmaz.) Günahkâr olan (kişi ahirette) bir başkasının günah yükünü taşımaz (ancak kötülüğe teşvik ve tahrik ettiği ve günah işlemesine sebebiyet verdiği kimselerden dolayı günah kazanır. Bak Nahl:25). Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir. O, size hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri haber verecektir.". Enam 164. Ayet meali ️Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden (kapasitesinden) başkasını yüklemez. (Herkesin) Kazandığı (iyilikler) lehine, kazandırdıkları (veya sebep oldukları kötülükler ile, kendisine haksız şekilde kazandırılan şeyler ise) kendi aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya (bu Kur’an’a, akla ve vicdana dayanarak vardığımız kararlarda ve içtihatlarımızda hataen) yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutarak azarlayıp cezalandırma! Rabbimiz; (hadlerini aştıkları ve azıp şımardıkları için) bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır (sorumluluklar) yükleyip (bizi bunaltma!) Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma! Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirgeyip acı! Sen bizim Mevlâ’mızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et. (Nusret ve muvaffakiyet verip zafere eriştir. Amin.)" Bakara 286. Ayet meali 7.) Hâkimiyet, egemenlik, kanun yapma, emir ve yasaklar koyma yetkisini yalnızca bir olan Allah'a vermeyi emreder. Hiçbir beşerin , kralın, devlet başkanının , parlamentonun, mahkemenin, din adamının Allah'ın helal kıldığı bir şeyi yasaklamaya yetkisi yoktur. Aynı şekilde hiçbir beşeri otoritenin Allah'ın haram kıldığı , yasakladığı bir şeyi helal kılma, serbest bırakma yetkisi de yoktur. "Allah'ın koyduğu kurallara aykırı hükümler, kanunlar koyanlar kendilerini tanrilaştiran birer tağutturlar. "️ Allah’ı bırakıp da kendilerine kulluk ettiğiniz varlıklar, sizin ve sizden önceki atalarınızın uydurmuş olduğu birtakım hayal ürünü isimlerden başka bir şey değildir. O sözde ilâhların yetki alanlarını, kudret sınırlarını, verdikleri ve verecekleri hükümleri; kısaca, sahip oldukları tüm özellikleri belirleyen de, onlara kulluk edilmesi gerektiğini iddia eden de sizsiniz. Oysa Allah, onlara ilâhî bir yetki verildiğine dâir haklarında herhangi bir delil göndermemiştir. Ama kitap ve Peygamber göndererek eşi ortağı olmayan bir tek ilah olduğunu ve yalnızca kendisine kulluk etmeniz gerektiğini sizlere bildirmiştir. O hâlde, neyin iyi neyin kötü olduğunu belirleme konusunda hüküm verme yetkisi, ancak ve sadece Allah’a aittir. Ve O, tüm sahte ilâhları reddederek, yalnızca kendisine kulluk etmenizi emrediyor. İşte dosdoğru din budur; ne var ki, insanların çoğu bunu bilmiyor Yusuf 40. Ayet meali ️Şâyet böyle, sizden bir şeyler isteyen, size yaşantınızla ilgili emirler veren insanlarla herhangi bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz, —eğer Allah’a ve âhiret gününe gerçekten inanıyorsanız— o anlaşmazlık konusunu Allah’a ve Peygambere danışmalısınız. Yani, yöneteni-yönetileniyle, âlimi-câhiliyle, kadını-erkeğiyle ey müminler! Hayat programınızla ilgili, sizi yöneten idarecilerle, size dininizi öğreten âlimlerle, ailenizin bir ferdiyle veya diğer insanlarla her hangi bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz, çözüm için Allah’ın kitabına, yani Kur’an’a ve Peygamberin Allah’tan aldığı diğer talimatlara, yani Sünnet’e başvurmalısınız. Bunu yapmak için de, —en azından ortaya konan delilleri anlayabilecek düzeyde— Kur’an ve Sünnet bilgisine sahip olmanız gerekmektedir. Eğer anlaşmazlığın çözümüyle ilgili Kur’an ve Sünnette açık bir hüküm bulamazsanız, bu iki kaynağın temel prensipleri çerçevesinde anlaşacağınız çözümler üretmelisiniz. İşte bu, sizin için en hayırlı ve sonuç itibariyle en güzel davranış şeklidir. NİSA 59. Ayet meali Not:Ve bu konudaki tavrınız, kimin Müslüman kimin münâfık olduğunu ortaya koyacaktır.. ️Gerçek şu ki, içinde bir hidayet ve nur bulunan Tevrat’ı Biz indirdik. (Allah’a) Teslim olmuş peygamberler, Yahudilere onunla hükmederlerdi. Bilgin-yöneticiler (Rabbaniyyun) ve yüksek bilginler (Ahbar), Allah’ın kitabını korumakla görevli kılındıklarından ve onun üzerine şahitler olduklarından (onunla hükmederlerdi.) Öyleyse (ey bilgili ve yetkili kimseler) insanlardan korkmayın, Benden korkun ve ayetlerimi az bir değere karşılık satmayın. Kim (hükümet ederken, hâkimlik ve hakemlik yaparken) Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse (siyasi, ekonomik, ilmi ve ahlâki konularda çözüm üretirken ve kanun hazırlarken, hiçbir mazeret ve mecburiyeti bulunmadığı halde, Kur’an’ın emir ve yasaklarını temel ölçü edinmezse); işte onlar kâfirlerin ta kendileridir. Maide 44.ayet meali ..
··
542 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.