"Duyuyor musun? dedi.
Neyi?
Gül kokusu.
Etrafı kokladı.
Kokla, bak.
Ne var bunda?
O adamın gülleri bunlar.
Hangi adamın?
Hiç işitmedin mi?
Hayır.
Ulan ölü müsün, nesin? Bütün şehirde duymayan mi kaldı bu adamın güllerini?
Ben duymadım, dedi öteki.
Sen.. neyse söyletme beni. Kokuyu alıyor musun?
Evet, güzel.
Güzelde lâf mi? Dünyanın medar-ı iftiharı, dünyanın tek gül yetiştiricisi adam bizim şehrimizde yaşıyor haberin yok, be.."