Ne güzel şey hatırlamak seni:
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken...
Ne güzel şey hatırlamak seni:
bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında
vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının...
İçimde ikinci bir insan gibidir
seni sevmek saadeti...
Parmakların ucunda kalan kokusu sarduya
İyi yazıyorsam daha da devam ettiğim olur. Yazdığını beğeniyorsa, hayatında memnunsa insan fırsatı kaçırmamalı, yazabildiğince de yazmalı. Hayat kısa, öyledir işler, biliyorsun işte. Çayını soğutma.
Hani olur ya; fark etmeden alıştığımız, alıştığımızı da hiç bilmediğimiz sıradan bir tiryakiliğin törenlerinden ayrı kaldığımızda, hayatın eskisi gibi olmadığını hissetmenin hüznü sarar içimizi.