Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

652 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Aşk eşitlik aramaz, onu yaratır.!!!.
***Bir kızınki gibi uçuk ve narin olan bu yüzün arkasında zengin olmadan yaşamaktansa bin kere ölüme atılmaya hazır, verdiği bu karardan dönmez bir ruh bulunduğunu kim sezebilirdi ki!*** Yaşar Kemal in İnce Memed serisini okurken aynı zamanda yazar hakkında önüme çıkan röportajlar ve makaleleri de okuyordum. Yaşar Kemal in şöyle bir söylemi vardı dikkatimi çeken ve benim de not aldığım: "..Bir roman yazmaya başlamadan önce, iki yazarı okumaya kendimi yeniden zorlarım: Nâzım Hikmet’i dilimi canlı tutmak için, Stendhal’i, romanımın psikolojik sınırlarını genişletmek için….” "Ben, Stendhal’i, ilk kez yirmi, yirmi iki yaşlarındayken, gençliğimde tanıdım ve Stendhal benim hep başucu yazarım oldu. Yeni bir roman yazmaya başlamadan önce, Stendhal’i bir kere okur bitiririm, Parma Manastırını, Kızıl ile Karayı. " Yaşar Kemal in başucu yazarı olmuş Stendhal in Kırmızı ve Siyah * kitabını okuduktan sonra neden etkilendiğini daha iyi fark ettim. Cümle kurguları, duyguları, taa içten gelen duyguları, çok yönlü insan psikolojisi anlatma tarzlarındaki benzerlik daha farkedilir oldu benim için.. Stendhal* ve Kırmızı ve Siyah* a gelince Bir aşk romanı gibi görünen Kırmızı ve Siyah* aslında roman kahramanı Julien Sorel ile dönemin toplumsal ahlakı sorgulanıyor. *Soylular arasındaki ikiyüzlü ve kayırmacı ilişkiler *Kilise topluluğu arasındaki ikiyüzlü kayırmacı ilişkiler * Napolyon un özgürlükçü yaklaşımlarının sonradan kişisel çıkarları nedeniyle papaya hoş görüneyim diye onlara tanıdığı imtiyazlar, onların halkın tepesine çıkaması, soyluların da köylülere küstahça tavır, davranışlarında engel tanımaz danışıklı dövüş dedikleri çıkar ilişkiler romanın temel konusunu oluşturmuş diyebiliriz. .... Siyah ve Kırmızı adını askerlerin kırmızı üniformaları ile ruhban sınıfının Siyah cüppesinden alır Stendhal e göre.. Julien Sorel gizliden Nopolyon hayrandır ama, kendisine toplumsal statü kazanmak içinde Papazlık yolunda kararlı adımlar atmaktadır. *Yükselme tutkuları... ***Zaten zengin, bu dünyada gemisini hilesiz de kurtarır. Julien Sorel* köylü bir kerestecinin küçük oğlu.. Babası ve kardeşleri tarafından yirmili yaşlarına kadar şiddet ve hakarete maruz kalmış.. Yaşadığı fakirlik ve aşağılık düzenden kurtulmak için yapamayacağı şey yok gibi.. ***Bir kızınki gibi uçuk ve narin olan bu yüzün arkasında zengin olmadan yaşamaktansa bin kere ölüme atılmaya hazır, verdiği bu karardan dönmez bir ruh bulunduğunu kim sezebilirdi ki! Julien için zengin olmak, her şeyden önce, Verrieres’den kurtulmak demekti. Doğduğu şehirden nefret ederdi. Orada gördüğü her şey ona buz gibi geliyor, hevesini kırıyordu. Ta küçüklüğünden beri coşkunluk anları olurdu. O anlarında, bir gün Paris’in güzel kadınlarıyla tanışacağını, parlak bir iş görüp onların dikkatini çekeceğini hayal ederdi. Onlardan birinin Julien’i sevmesi olmayacak şey miydi? Bonaparte’i daha yoksulken, ünlü ve güzel Madame de Beauharnais sevmemiş miydi? Yıllardır Julen’in kendi kendine: “Kimsesiz ve parasız bir teğmen olan Bonaparte, kılıcıyla dünyanın efendisi oldu!” demediği belki bir saat bile geçmezdi. Bu düşünce onun, pek büyük sandığı felâketlerine merhem olur, binde bir sevinci olunca da bu sevinci artırırdı.*** Bu şekilde hayal dünyasında yaşayan Julien Sorel e Latinceyi çok iyi bilmesi, İncil i ezberlemiş olması din bilgisi öğretmenliği Papaz M. Chelan ın tavsiyesi ile ona Belediye Başkanı M. de Renal in evinde çocuklarına Dadılık yolu açar. Julien görev ve sorumluluk bilinçli çocuklar ile ilgilenirken M. de Renal in eşi ile aralarında duygusal yakınlaşma olur. Bu yakınlaşmanın Julien ve Madam de Renal için anlamları başlangıçta farklıdır. Julien soylular sınıfına dahil olmayı isterken Madam de Renal kocasından göremediği duygusal ihtiyaçları Julien in yakınlaşmasında bulur. Burada psikolojik tahliller yazar tarafından çok iyi anlatılmış. Kocasının bakış açısıyla M de Renal miras yoluyla zenginlik aracı ve kadın olarak da bir makinanın bozuk dişlerinden daha farklı değil.. Bu yakınlaştırma yaşadıkları kasabada dedikodulara yol açıp Belediye Başkanının saygınlığı tehlikeye girince Julien Sorel kasabadan uzaklaşmak zorunda kalır. Kendisine verilen tavsiye notu ile papaz okuluna gider. Burada gördüğü yine ikiyüzlü yaklaşım nedeniyle kendisi de bu tür yaklaşımlar ve planlı adımlar tasarlayarak geleceğine yön vermek ister. Her iki toplumdan hem soylular hem kilise dünyadaki insanlardan nefret eder. İnancı sarsılır. Romanın ikinci bölümünde Julien Sorel M de Papaz M. Pirard tavsiyesi ile Marki de La Mole nın konağında mektupları, yazışma işleri, özel mülklerinin idaresi gibi konularda yardımcı olmak üzere göreve başlar. İşini başarı ile yürütür. Güven kazanır. Markiz de La Mole babacan yaklaşım ve yardımları ile Paris salonlarının gözdesi olur. Nişan ve ünvan sahibi olur. Ancak burada Markiz de La Mole nın nişanlı kızı Mathilde Jolien Sorel e tutulur. Sorel bu aşk davetine karşılıksız kalmaz. Buradaki aşk hesaplamaları Julien Sorel in sonunu hazırlar. Aşk* Kaybı kaçınılmaz olan bir oyun ve ancak delilerin arayacağı bir mutluluk. Romanı okurken dikkat edeceğimiz husus öncelikle dönemin toplumsal yapısı.. Stendhal toplumun hırslarını, bayağılıklarını, ahlak anlayışını gerçekçilik akım anlayışı ile okuyucuya aktarmış ve günümüze de hâlâ atıfta bulunan bir eserdir, derim ben... ***Bir insanın torpil yoluyla istemeyeceği biricik şey varsa o da ölüm cezası.. Romanda tek başınaJulien Sorel suçludur.. Ya da Madam de Renal suçludur Ya da Mathilde suçludur..diyemeyiz. Empati yapmak psikolojik unsurları değerlendirerek okuma yapmamız gerekir. Bana göre küçük Sorel öldüren işlediği suç değil papazın yargıcın dahası toplumunun ikiyüzlülüğüdür. ***Aklın... anılarla savaşması boşunadır; onun verebileceği en ağır başlı öğütler bile o anıların büyüklüğünü artırmaktan başka neye yarar ki? Son olarak şöyle bitirmek istiyorum. ***Gerçeği sevdim.. Gerçek nerede?.. Her yerde ikiyüzlülük, hiç olmazsa şarlatanlık, en faziletlilerde, en büyüklerde bile böyle... Hayır, insan insana güvenemez. Julien Sorel ***Kalbe dokunmasını biliyorlar ama inciterek…” ***Kendini göstermek isteyenlerin vay haline! *** Ama gerçek sevdalar, başkalarını da düşünmek nedir bilmez. ***"Büyük aşkların değeri, aşılacak engellerin çokluğundan, sonunun neye varacağını hiç bilmemekten gelir." ***Pervane kanadını mumda yakar... Stendhal.. 23 Mart 1842’de aramızdan ayrılacak olan yazar şu notla açıklamış vasiyetini: “Mezar taşıma ‘yaşadı, sevdi, yazdı’ yazın gerçek adımla.” Klasik roman okumayı sevenlere tavsiye ederim. İyi okumalar dilerim.
Kırmızı ve Siyah
Kırmızı ve SiyahStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20229,9bin okunma
··
3.692 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.