Marguerite Yourcenar'ın okunması en zor eserlerinin başında geliyor sanırım. Ama en çok zevk vereni diyebilirim. Çok küçük yaşlarda aldığı Latince ve Yunanca eğitiminin etkilerini bu eserdeki mitolojik hikayelerin düz yazı şeklinde ama şiirsel bir anlatıyla ortaya çıkmasından görebiliyoruz. Yourcenar 32 yaşındayken yaşadığı bir bunalım üzerine yazmış bu kitabı, ben de 32 yaşımda aşkı ve yalnızlığı sorgularken okudum. Bazı cümleler okuyanın zihninde derin kesikler açabiliyor. Mutluluk yok bu hikayede. Peki insan niçin aşkın peşinden koşar? Acı çekmek, bile bile hüsrana uğramak, gelmeyecek birini beklemek... Kendisinin de dediği gibi: "Mutsuz aşk yoktur: Sahip olmadığımıza sahibizdir yalnız. Mutlu aşk yoktur: Sahip olduğumuza sahip değilizdir artık."