Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

hayat sorgulatan pasaj
".......... Gündüz çalışıyor; akşamları da okula gidiyordu. Tamamen geleceğine odaklanmıştı. Sonra akşam lisesine gitti. Henüz on yedi yaşındaydı, mürettiplikten çok iyi para kazanıyordu, ama çok hırslıydı. Sadece geçinmek istemiyor; iyi bir meslekte başarı kazanmanın peşinde koşuyor; bu hedefine varmak için gündelik hayatından fedakarlık yapmaktan kaçınmıyordu. Hukuk okumaya karar verdi ve ofis elemanı olarak babamın yanına girdi -düşünsenize!- haftada sadece dört dolara. Ama parasını hesaplı harcamayı öğrenmişti ve dört dolarının bile bir kısmını biriktirebiliyordu." Soluklanmak için bir an durdu ve anlattıklarını Martin'in nasıl karşıladığına baktı. Martin'in yüzü, Bay Butler'ın gençlik mücadelesine duyduğu ilginin ışığıyla aydınlanmıştı; ama bir de hoşnutsuzluk seziliyordu. "Bunların genç bir delikanlı için çok zor şeyler olduğu­nu söyleyebilirim," diye bir yorum yaptı Martin. "Haftada dört dolar! Nasıl yaşıyomuş peki? Eminim en ufak eğlencesi yoktu adamın. Neden, çünkü ben şimdi kiraya haftada beş dolar veriyorum ve emin olun, hayatımda heyecanlı bir şey yok. O da köpek gibi çalışıyor olmalı. Yediği ise ... " "Kendi yemeğini kendi pişiriyormuş," dedi Ruth onun sözünü keserek, "küçük bir yağ sobasının üzerinde." "O zaman en kötü beslenen açık denizdeki tayfalardan bile feci şeyler yiyor demektir." "Ama bir de şimdiki haline bakın!" diye bağırdı Ruth heye­canla. "Bugünkü kazancıyla alabileceklerine bakın. Kendini mahrum ettiği şeylerin acısını şimdi bin katıyla çıkarabilir." Martin ona keskin bir bakış attı. "Bahse varım ki," dedi, "Bay Butler şimdi bu şişman günlerinde artık eskisi gibi neşeli değildir. Yıllar boyunca küçük bir çocuk kadar yemiş. Şimdi de eminim midesi bir sürü şeyi almıyodur." Ruth'un gözleri, Martin'in soruşturan bakışları karşısında yere indi. "Eminim şu anda hazımsızlık çekiyordur," diye iddia etti. "Evet, doğru," diye itiraf etti Ruth; "ama ... " "Hem bahse varım ki," diye devam etti Martin, "yaşlı bir baykuş kadar ciddidir. Yılda otuz bin dolarlık kazancına karşın az da olsa hoş zaman geçirmeye tahammülü yoktur. Ayrıca eminim başkalarının güzel vakit geçirdiğini görmek­ ten hiç de memnun olmuyodur. De mi?" Ruth başıyla onaylayarak hemen açıklamaya girişti: "Ama zaten öyle bir adam değil. Yapısı gereği ağırbaşlı ve ciddidir. Her zaman öyleydi." "Kesin öyleydi," dedi Martin. "Haftada üç dolar; sonra haftada dört dolar ve genç bir delikanlı, hiç eğlenmeden, oyna­madan yağ sobasında yemek pişiriyo, bütün gün çalışıyo, para biriktiriyo, hep çalışıyo, hiç iyi vakit geçirmiyo, eğlenmeyi öğrenmiyo ve tabii ki otuz bin dolar çok geç geliyo." Halden anlayan zihninin içgörüsü, kendisine anlatılan bu delikanlının hayatındaki binlerce ayrıntıya ve onun yılda otuz bin dolar kazanan bir adama dönüşürken yaşa­dığı manevi sığlığa ışık tutuyordu. Geniş ufuklu, çok yanlı düşüncesi sayesinde büyük bir hızla Charles Butler'ın bütün hayatını uzaktan görebilmişti. "Biliyor musunuz," diye ekledi, "Bay Butler'a acıyorum. Doğru dürüst harcayamayacağı otuz bin dolar kazanmak için hayatını boşa harcamış. Niye mi, çünkü artık otuz bin dolar nakit verse bile çocukken on sente alabileceği şeyleri alamaz, mesela şeker; fıstık veya tiyatroda en üst balkondan bir bilet."
Sayfa 84
·
149 görüntüleme
Serhat okurunun profil resmi
Çözüm burda geçiyor hsjwhwhs youtu.be/pZsDhjWFINQ "taksitle al peşin sat" önerisi kafaya yattı shjwjwjejw
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.