Kitap az önce bitti ve ben öylesine etkisi altındayım ki sanki bu satırları "AMAT" ın kaptan köşkünde seyir defterine yazıyorum
Kapağından da anlaşılacağı üzere muazzam bir denizcilik hikayesi AMAT
Bugüne kadar okuduğunuz tüm denizcilik romanlarını unutun desem çok mu abartmış olurum? İhsan Oktay Anar'In muhteşem ötesi hayal gücü göz önünde bulundurulduğunda abartmış olmam diye düşünüyorum.
İhsan Oktay Anar müptelaları için yazım dilini anlatmaya gerek yok sanırım ama bilmeyenler için şöyle ifade edelim: bu tarz bir yazım üslubuna sahip biri bu yüzyılda yaşamış olamaz desek yeridir.
İçeriğe gelecek olursak AMAT, şafak vakti alelacele içinde 247 günahkâr yolcuyla özel bir görev için denize açılan lânetli bir geminin hayal gücü sınırlarını zorlayan büyülü hikayesi diye özetlenebilir. Gülme ve şaşırma garantili, mübalağa sanatının en özel yapıtlarından birini kaleme alan Üstad İhsan Oktay Anar'a en derin hürmetlerimle.