Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

192 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
“Kadın olmaktan utanmıyorum, yazar olmakla da iftihar ediyorum. O ünvan benim yegane servetim, biricik iftiharım ve ekmeğimdir.” demiş
Suat Derviş
Suat Derviş
. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde gazetecilik yapmaya, yetmezmiş gibi yazar olmaya “kalkışmış” bir kadının yaşayacağı cinsiyetçi saldırıları bir düşünün. Evinin kadını, çocuklarının anası çizgisini bozmak, zira fıtrata terstir, hatta ve hatta kötü örnektir ki, başının ezilmesi gerekir böylelerinin. Böylelerinin yok sayılması gerekir. Böylelerinin yerinin bildirilmesi gerekir. Bir yerde ‘Reşat Fuat Baraner’in karısı’ diye tanıtırlar onu. Kalkar ayağa, der ki ;”Ben, yazar Suat Derviş’im! Kimsenin karısı olarak yâd edilemem!” Yaşadığı çağda ayağa kalkıp bunu söyleme cesareti gösteren bir kadın, hesap edin cesaretini. Belki tam da bu yüzden, adı unutturulmaya çalışılmış, eserleri hak ettiği değeri bulmamıştır.
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
‘ın komşusudur Suat Derviş. Nazım onun için “Ağlasa da gizliyor gözlerinin yaşını; bir kere eğemedim bu kadının başını” diye yazar bir şiirinde. Kadın ya da erkek, kendi olma mücadelesi veren, başını eğmeyen, insan onuruna değer veren her okurun yolu, birgün mutlaka kesişsin isterim Suat Derviş’le.
Ankara Mahpusu
Ankara Mahpusu
Vaspi’nin hikayesidir ya da Zeynep’e duyduğu aşkın hikayesi. Türk filmlerinde izleyebileceğimiz bir hikayedir görünürdeki. Adam kadını sever, kadın zorla adamın amcasıyla evlendirilir. Adam aşkın ve sarhoşluğun tesiriyle cinayet işler, hapse girer. Ee, bu ne yahu, o kadar övdün kadını, bunu mu yazmış yaza yaza diyebilirsiniz. Hakkınızdır. Ama Suat Derviş, kitaplarında sadece görüneni anlatmaz. Her şeyin karanlık taraflarına ışık tutar. Çünkü toplum kendini ne kadar çıplak görürse, kendini değiştirme fırsatını da o reddede bulabilir diye düşünür. Sıradan bir hikaye okuduğunuzu sanarsınız, ama o sizin kucağınıza bir dolu soruyu bırakıp kaçmıştır bile. Feministtir, ama kadınlara övgü dizmez. Hatta onun kadın karakterleri illa ki hak vereceğiniz, seveceğiniz karakterler de değildir. Tıpkı bu romanda olduğu gibi. İki karakter üzerinden benim kucağına bıraktıklarını anlatayım izninizle. Vaspi, işlediği suçun cezasını çekip hapishaneden çıkar. Artık hapiste değildir. Özgürdür. Zira, canı nerede istiyorsa orada uyuyabilir artık. Ama uyuyacak yeri olmayan biri için neye yarar bu özgürlük? Özgürlük, sırtınıza yük olduğunda, işe yaramadığında, sizi yalnızlar içinde yapayalnızdan daha yalnız bıraktığında neye yarar? Elhasıl, özgürlük, salt dört duvar arasında olmamak değildir. Elleri kelepçeli olmamak değildir. Özgürlük, onun nimetlerinden insanca yararlanabildiğiniz zaman özgürlüktür. Hukuk sistemini de sorgulatır bize Suat Derviş. Ceza nedir diye sordurtur. Ceza, adalet sistemini incitmemek için verilir. Ceza,devleti devlet, erki erk yapar. Peki suçluyu yeni bir insan yapar mı? Vaspi’nin hikayesinde yapmaz. O kendine yeni bir hayat kuramamanın, yeniden tutunamamanın, topluma yeniden dahil olamamanın sancılarıyla kıvranır durur. Sevilen kadın, Zeynep. Şen kahkalarıyla, tıpkı bir kiraz dalına benzeyen güzeller güzeli bir kadın. Kitabın sonunda çıkarcı, kötü bir insana dönüşür. Zeynep niye bu hale geldi diye sorar bu sefer Suat Derviş. Evlenip boşanan, baba evine dönen, dedikodudan korkan, söz hakkı olmayan, aile baskısından kurtulamayan kadın, statü sahibi olmak için evliliğe ihtiyaç duyan kadın. Zeynep’i yaratan da, ona çirkin, kötü bir suret kazandıran toplumun değer yargıları değil midir? "Her şeyin alınır satılır olduğu bir toplumsal düzenin kendisindedir temel mesele. İnsan ilişkilerinin her türlüsünün aşkın, sevdanın da bir 'değişim değeri' vardır, şeyleşmişlerdir." Zeynep karakterinin şeyleşmesi de bize yeniden şu cümleyi kurdurur: Toplumun ürettiği varlıklarız. Türk filmini izledik. Kucağımızda bir dolu toplumsal meseleyle, kitabın kapağını kapattık. Şimdi elinizde tuttuğunuz bu kitaba iyi bakın dostlar. Fransızca yayımlanan ilk Türkçe romandır elinizdeki. Suat Derviş kendi çevirir kitabı üstelik. Türkiye’nin
Virginia Woolf
Virginia Woolf
’u, demir leblebi kadın yazar diye anılan bu kadını okuyun dostlar. Bilgisine, birikimine, kendini var edebilme mücadelesine, baş eğmemesine saygıyla..
Ankara Mahpusu
Ankara MahpusuSuat Derviş · Haşmet Matbaası May Yayınları · 1968472 okunma
··
2.513 görüntüleme
Yağmur Akgüneş okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş. Emeğinize sağlık.
Emel Keleş okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim 🙏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.