İstanbul'da iki cins arasındaki işaretleşmelerde kullanılan en garip eşya sandalyeydi. Yollu bir kadın, seyir mahallinde kuytu köşedeki bir sandalyeye oturup karşısındaki erkeğe bakarak bacak bacak üstüne atarsa, bu "seni eve alırım ve hastalığım yoktur" anlamına gelirdi; ancak aynı hareketi erkek yaparsa bu canının sıkıldığına delaletti. Kadının hastalık taşımadığını söylemesinin bir başka yolu ise, sandalyesinin arkasını bir süre bakıştığı adama doğru çevirmekti. Erkek, karşısındaki kadını beğenirse ellerini kenetleyip başparmaklarını çevirerek artık lütfetmesini rica eder ve yanına boş bir sandalye çekerdi.