Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

«TÜRK'ÜZ TÜRKÜ ÇAĞIRIRIZ»
«— Türkiye'den geldiniz değil mi?» «— Türk’ sünüz değil mi?» «— Hoş geldiniz!...» «— Safalar getirdiniz!..,» «— Başımızla gözümüzün üstüne geldiniz!...» «— Biz de Türküz!...» «— Bizimle konuşur musunuz?» «— Bizim misafirimiz olur musunuz?» Omuzlar üzerinden, yanlardan gerilerden uzanan elleri sıkmaktan bâzılarıyla kucaklaşmaktan, doğru dürüst bir ce­vap veremiyordum. Sanki çocukluk yıllarımdan beri bera­ber büyüdüğüm kapı komşularımla, mahalle arkadaşlarımla bir gurbet dönüşünde karşılaşmış gibiydim. İçlerinden biri, iki elimi birden tutarak kırk yıllık bir dost rahatlığıyla sormaya başladı: «— Hele bana bak! Hele bana bak! Adın nedir senin?» — Yavuz! «— Sağ olasın Yavuz Ağa! Benim adım da Ferman! Türkiye'de Ferman adı var mı?» ... «— Benim adım Saltuk, Türkiye'de Saltuk var mı?» «— Benim adım Teymur... Türkiye'de Teymur var mı?» «— Benim adım Bahadır... Türkiye'de....» «— Benim adım Dursun... Türkiye....» Hepsiyle ayrı ayrı ilgilendim. Ellerimi omuzlarına ko­yarak, yüzlerini, saçlarını okşayarak konuştum. Arka sıralardan biri, arkadaşlanı aralayarak karşıma dikildi. «— Peki bizim buralarda yaşadığımızdan haberiniz var mı? Bizi biliyor musunuz?» Burnunun ucunu parmaklarımla sıktım: — Nasıl haberimiz olmaz çocuklar? dedim. Bugün Türkiye dışında yüzmilyondan çok fazla kardeşimiz yaşıyor. Şunu unutmayın ki soydaşlarımız Kaf Dağı'nın arkasında bile yaşasalar onları biliriz, unutamayız! Ve hep­sini de çok severiz!... «— Doğru mu? Doğru mu?» — Doğru tabiî! Siz bizi biliyor musunuz? Bizi seviyor musunuz? — Babamız gibi, atamız gibi seviyoruz!...» — İşte siz bizi nasıl babanız gibi, atanız gibi seviyor­sanız, biliyorsanız; biz de sizi öyle biliyor ve seviyoruz. Birden aklıma, uçakta dostluk kurduğumuz Cuma gel­di. Etrafımı alan delikanlılar, aynen onun şivesiyle konuşuyorlardı. — «Bakın şimdi siz, Taşkent'te yaşıyorsunuz. Ama, Özbek değilsiniz. Babalarınız veya dedeleriniz, Stalin za­manında, Ahıska taraflarından buraya sürgün edildi değil mi?» dedim. Birbirlerine iri gözlerle baktılar. Şaşıranlar, sevinenler oldu. «— Doğru! Doğru! Vallahi tanıdı bizi!» «— Ahıska'dan gelmişiz biz Ahıska'dan!» «— Biz, Tiflis'ten...» «— Bizimkiler Batım'dan!» ...
·
89 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.