Kitaba ilk başladığımda ele aldığı kurgu çok hoşuma gitti ve sonunda hayal kırıklığı yaşamamayı diledim. Devam ettikçe kitabı tam okumam gereken zamanda okuduğumu düşündüm. Çünkü Nora Seed'le ve bakış açılarıyla birçok kez bağlantı kurdum ve bir şekilde kendimi Nora gibi bir yolculuğa çıkmış gibi hissettim. İnsana aslında hayatı dar eden şeyin yine kendi bakış açısı olduğu, her ne yaşamış olursa olsun insan, kendi yaşantısının kendine has mantığıyla ve kendi seçimleri sonucu işlediğini gördüğünde ve kabullendiğinde kendinin çok daha iyi bir versiyonu olma yoluna giriyor. "Her yaşam milyonlarca seçim ihtiva eder. Kimi büyük, kimi küçük. Fakat bir kararın yerine başka bir karar geçtiğinde, bütün sonuçlar da değişir. Dönüşü olmayan bir sapma gerçekleşir ve bu da başka sapmalara yol açar..." Yazar kendini sabote etmenin zirvelerini gören Nora karakterine, hayata ve kendine bakış açısını fark etmesini ve aslında ne kadar dirençli bir yapıya sahip olduğunu güzel bir bilimkurgusal metaforla tecrübe ettiriyor. Aralarda adı geçen filozoflardan ve bilim adamlarından yapılan alıntılar da hem içeriği destekleyici hem de normalde belki bir felsefe yada popüler bilim kitabı okumayacak birilerine merak tohumu ekebilecek türden. Matt Haig'in ilk kez bir kitabını okumuş oldum. Dilini ve akıcılığını ben beğendim. Kitabın kurgusunda önemli bir yer tutan çoklu evrenler teorisi ve fizik, felsefe gibi başka konulara oldukça ilgili biri gibi bir izlenim edindim. 2020'de çıkan bütün romanları okumadım ama neden yılın en iyi kitabı seçildiğini anlayabiliyorum. Bir başarıyı hak eden bir kurguydu. Tabiki öznel bir yargı bu. Okunmasını tavsiye ederim.

Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202157bin okunma

·

88 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Asena Dihkan