Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

316 syf.
7/10 puan verdi
Halka'yı yıllar önce, korkma duygumun son kırıntılarının kaldığı dönemde izlemiştim. Zaten yine o dönemde izlediğim Exorcist ile korkunun zirvesini yaşayıp bir daha hiçbir filmden korkmadığımı hatırlıyorum. Her neyse. Ülkemizde tabii ki orijinal, Japon versiyonu yerine, ondan uyarlanan Amerikan versiyonu popüler olmuştu. Samara'nın TV'den çıkış sahnesi ikonik hâle geldi. Sonra Scary Movie serisi tarafından tiye alınmasıyla vs. gittikçe daha da popülerleşti. (Bu filmin havasında gerçekten hasta hissettiren bir şey var, renk ve çekimi oldukça başarılı. Özellikle de bahsi geçen video kasetteki anlamsız görüntüler, filmi daha da etkileyici kılıyor şüphesiz.) Yıllar sonra geçenlerde bu filmin orijinali olan "Ringu"yu izledim. Elbette farklılıklar bekliyordum ama hikâyeye etki edecek değişiklikler beklemiyordum açıkçası. Video kasetteki görüntüler de dahil ABD versiyonuyla arasında farklı noktalar vardı. Ama Sadako kızımız hâlâ TV'den çıkabiliyor ve hâlâ insanları korkudan öldürerek intikamını alabiliyordu. Daha sonra aslında 1998'de çıkan ve bizim "orijinal" dediğimiz bu filmin aslında çok da orijinal olmadığını öğrendim. Daha önce 1995 yılında bir TV filmi olarak, bir romandan uyarlandığını öğrendim. 95 yapımı filmini izledikten sonra 2002 ABD ve 98 Japonya versiyonuyla arasında uçurumlar olduğunu keşfettim. Film korku odaklı değil, tamamen suç ve gizem odaklıydı. Karşımda aslında pek de sevmediğim bir tür olan polisiye türünde bir film vardı denebilir. :) Yine de oldukça ilgi çekici bir hikâye olduğu için kitabını okumaya karar verdim. Sonunda kitaba geliyoruz. Kitap kendini oldukça hızlı okutuyor çünkü merak unsuru ön planda. Kendisine en yakın uyarlama olan 95 yapımı filmle de arasında bazı farklılıklar var. Yine aynı şekilde kesinlikle korku barındırmayan, gizem ve suç ağırlıklı bir roman bu. Konu, ana hatlarıyla aynı sayılır. Ancak karakterler, aralarındaki bağlar ve motivasyonları tamamen farklı. Olaylar biraz fazla tesadüfi gelişip şekilleniyor olsa da okurken rahatsız etmiyor. Roman, Asakava isimli gazetecinin bazı gizemli ölümler arasında bir bağlantı kurmasıyla başlıyor. Adamımız ipuçlarından yola çıkarak vardığı noktada bir video kaset izliyor ki bu kasette daha önce izlediklerimizden çok daha farklı görüntüler var (saç tarayan kadın, dönen sandalye falan yok yani). O, bir hafta içinde öleceği düşüncesiyle görüntüleri araştırıp olayları çözmeye çalışırken biz de Asakava'yla aynı heyecanı yaşayarak sonuca ulaşmaya çalışıyoruz. Kasetteki görüntülerin çözülmesini, Sadako'nun ayak izlerinin takip ediliş şeklini oldukça tatmin edici buldum ben. Dediğim gibi fazla tesadüfi ama eğlenceli bir okuyuş vadediyor. Kitapla ilgili beğenmediğim ve alışılagelmiş bulmadığım tek şey, karakterlere fazla empati duyamamış olmaktı. (spoiler) Özellikle Asakava'ya serüveninde yardım eden arkadaşının bir tecavüzcü olduğunu söylemesi ve bunun da kimse tarafından yadırganmaması, Japonlarda mı tuhaflık var yoksa anlatımda bir kayma var diye sorgulatıyor. Gerçi yazar, sonunda öyle olmadığına dair birkaç cümleyle karakteri kurtarmaya çalışmış ama bunlar son çırpınışlar gibi göründüğünden pek etki etmedi. (/spoiler) Sonuç olarak kitap tüm olayı anlatıp bitirse de devam kitaplarının olduğunu da belirtmekte fayda var. Ancak tek başına da gayet yeterliydi. Merak edenlerin okumasını tavsiye ederim. Ama TV'den çıkan korkunç kızlar falan beklemeyin.
Halka
HalkaKoci Suzuki · Doğan Kitap · 2008325 okunma
·
367 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.