Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

208 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
TANIŞTIĞIMA ÇOK MEMNUN OLDUM PIRANDELLO...
Varlığından haberdar değildim Luigi Pirandello’nun (okunuşu: Luici Pirandeeello). Üstelik hayattayken de (1867 – 1936) uluslararası bir üne kavuşmuş. Bu üne sahip olmasında, sonradan fikirlerini değiştirse de, ateşli savunduğu Benito Mussolini’nin ona sunduğu imkânların da payı var. (Dünyaya güzel bir eser getiren ve kendilerinden yıllar sonra yaşayanlara bile yararı dokunup onları mutlu edebilen yetenekli sanatçıların fikirlerinden ötürü yargılanmalarını saçma buluyorum. Bir kere, onlar artık ölü. Ve bizler de, onların eserlerini yaratıcılarından bağımsız değerlendirebilme soğukkanlılığını gösterebilecek kadar başkalaşmış bir çağda yaşıyoruz.) Beğendiğim bir Youtube programını sunan tiyatrocunun, okumak istediği fakültenin tiyatro bölümünün yetenek sınavına, Pirandello’nun “Ağzı Çiçekli Adam” adlı oyunundan bir parçayı ezberleyip okuyarak katıldığını öğrendim. Vakit kaybetmeden satın aldım kitabı ve okumaya başladım. Bu oyun yazarını (aynı zamanda roman ve öykü yazarı) daha önce tanımadığım için üzgünüm. Belki kolayca erişebileceğim tiyatrolarda sahnelenen oyunlarını, yalnızca yazarını tanımadığım için, izlemekten geri kaldım. Kaotik olay ve dünyaları, grotesk bir üsluptan yararlanarak anlatıyor Pirandello bu kitabına alınmış oyun metinlerinde (Tiyatroda grotesk: Kaba gülünçlüklerden, tuhaf ve olmayacak şakalaşmalardan yararlanan, bağdaşmaz durumları, karşıt görüntüleri şaşırtıcı biçimde birleştiren, temelde ciddi ama görünüşte gülünç ve abartılı olan güldürü tarzı – TDK). Oyuncularının kalabalık olduğu oyunlarında da böyle, diğer türlü oyunlarında da… Ele avuca sığar bir gerçeklik yok hiçbirinde, yine de gerçek hayatı mesele ediniyorlar. Kaygan, dağınık, ama tam da bu nedenle katmanlı, çok-anlamlı ve düşündürücü tüm oyunları. Hüzünlü komiklikleri de cabası… Kitapta yer alan “Altı Kişi Yazarını Arıyor” adlı oyun ilk kez Roma’da sahnelendiğinde ortalık birbirine girmiş; seyircilerden bir kısmı çok beğenirken, diğer kısmı, o an orada bulunan yazarına “Akıl hastanesine git” diye bağıracak kadar sevmemiş. (Belki de, hayatının sonuna kadar bir akıl hastanesinde yatmak zorunda kalan çok sevdiği karısına telmihte bulunarak.) Metin, şimdiye kadar okuduğum en etkileyici oyun metinlerinden biri. Sahnede izlemeyi çok isterdim. “Liola (Köyün Çapkını)”, karmaşık olduğu kadar dramatik de olan, birkaç yerinden düğümlü bir olayı anlatırken, köy toplumlarının, sanılanın aksine, düşük ahlâk seviyelerini de gözler önüne seren bir oyun. Sevimli olmasına sevimli, ama kitaptaki en az zevk aldığım oyun buydu. Önsözünde yazıldığı üzere, yazarın Sicilya dilinde kaleme aldığı oyuna konu olan Sicilyalı köylülerin gerçekte mal-mülk ve şeref üzerine geliştirdikleri kültürü bilmek, ondan daha fazla zevk almayı sağlayabilir. Başkahramanı Liola’yı oynayacak kişi çok usta bir oyuncu olursa, oyun sahnelendiği takdirde büyük başarı da gösterebilir. “Ağzı Çiçekli Adam”, tek perdelik, kısacık, gözlerimizi hayatımıza çevirten, etkileyici, çok etkileyici bir oyun metni. Gülsem mi, ağlasam mı, bilemedim okurken. “Meslek Belgesi” çok çarpıcı bir metin. Aynı anda hem yargı sistemini hem toplumu hem de yargı ile toplumun yoksullara bakışını özetleyip yeriyor ve en önemlisi de bunu, saçma gibi görünerek, sezdirmeden yapıyor. Bundan sonra gözlerim üzerinde “Luici Pirandeeello”…
Toplu Oyunları 1
Toplu Oyunları 1Luigi Pirandello · Mitos Boyut Yayınları · 200947 okunma
·
123 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.