“Bir karış suratlarla mutfağa oturduk. Carlo, Victor ve ben. Babaannem girdi mutfağa. Gülümseyip para çantasını açtı. Her birimize beş sent verdi.
"Sinemaya gidin," dedi.
Sinema! Çevresini sardık, onu kucaklayıp öptük. Bizi itti, kravatlarımızı çıkarıp koşarak çıktık evden. O güne kadar yaşadığımız en iyi evdi.”