Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

< Ben üzgündüm ama onlara "yorgunum" dedim.>
Küçük Prens
Küçük Prens
kitabında yer alan bu cümleye şu sıralar farklı bir perspektiften bakma şansım oldu . Birçok sosyal mecrada karşıma çıkan bu cümle şu sıralar aklımı kurcaladı, zira günümüz dünyasında farkında olmadan o kadar farklı duygu ve düşünceler bilinçaltımıza itiliyor ki bir yerden sonra anormal gelmesi gereken bu konular normalleştiriliyor ne yazık ki . İlk okuduğumda sıradan hatta ajite edip duygusal hissettiren şu cümle şimdilerde sanki yalanı normalleştiriyor, bazı duygularımızı gizlememiz gerektiğini elzem bir hale getiriyor gibime geliyor. Evet hepimiz çoğu zaman yaşadığımız üzgün olma halini çevremize hissettirmemeye çalışırız çeşitli sebeplerden ötürü lakin bunu farklı bir ruh halindeymiş gibi göstermemize gerek yok. Netice itibariyle kişinin kendini yorgun hissetmesi de en az üzgün hissetmesi kadar doğal bir süreç, organik bir his. Sırf başkaları ne der , ne düşünür… (yahut farklı sebeplerden ötürü ) diye varolan duygu,his yerine farklı surette bir kelimeye sığınıp , ona anlam yüklemek doğru olmasa gerek.. Yahut ben çok derin düşündüm ! …
Ayşe
Ayşe
··1 alıntı·
1.437 görüntüleme
Meral Kadriye okurunun profil resmi
Size denk geldi mi bilemem,birine bir yiyecek ikram edilir “tokum” der.İçecek ikram eder sevmem der.Yemek ve ya içmek istemiyorum demek neden zor gelir insanlara ? İkrâmını yedirmek için kırk çeşit yalvarabilen teyzelere mutlaka denk geliyordur. Hiç direnmeden teslim olmak lazım .Çünkü üçte bir ihtimalle teyze “yemezsen ölümü gör” diyecektir.
Ayşe okurunun profil resmi
Zannedersem bu konuda bizim gelenek ve göreneklerin etkisi de çok fazla. Zira bizler toplum olarak bu konuda çok hassas davranıyoruz, içselleştiriyoruz ve bilhassa yeme ve içme mevzularında sürekli bir ikna çabası içine giriyoruz. Karşı taraf yemez ise mevzuyu şahsi algılayıp darılanlar da az değil üstelik ☺️Burda da toplum baskısından olsa gerek karşımızdaki(bilhassa teyzeler) kırılmasın diye olumsuz fikir beyan etmek zor geliyor.
Meral Kadriye okurunun profil resmi
Ne güzel ifade ettiniz,gelenek ve göreneğe verdiğimiz değer bize bunu yaptırıyor.Bunun için ahlâkımızdan taviz vermek gerekmiyor değil mi?Aç olduğu hâlde ,tok olduğu yalanına utanma ve ya güven vb sebep olamaz.Okul bahçesinde Anne çocuğuna: Öğretmen niye geç kaldın derse ,Annemle çarşıya gittik dersin. Çocuk:Anne biz çarşıya gitmedik ki ! Anne:Sus! Ben ne diyorsam onu de ... Anneler çocuklarına nasıl yalan söyleneceğini öğretebilir mi ?
Ayşe okurunun profil resmi
Kesinlikle ahlak; gelenek ve göreneklerden daha efdaldir.Mevzu ne olursa olsun bu konuda hassas davranmak elzemdir. Saat 11:14 iken biri bize ‘saat kaç’ diye sorunca direk çoğu insan ‘11’ diyor mesela. Halbuki oradaki dakikanın da bir hükmü var. Basit bir konu belki bunlar lakin böylesi küçük-ince şeylere dikkat etmeyenlerin diğer mevzularda da hassas oacağını pek sanmıyorum.Zira yalan yalandır. Küçüğü büyüğü; Pembesi karası olmaz.Verdiğiniz örnekte ise ne yazık ki bu konuda çocuklar ıslak beton misali ne şekil verirseniz onu alırlar. Asıl trajik olan ise annenin birdahaki sefere çocuğu ona yalan söyledi diye cezalandırması…
2 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.